Şoför bizim,
Jant bizden.
Emek bizim,
Vergi bizden!
Parça bizim,
Mazot bizden!
Yaş atmış beş olmadan,
Ağızda diş kalmadan,
Nerdeyse bastona yaslanmadan,
Binemezken yurdum insanı şehir içi ulaşım araçlarına,
Çarşaflı hanımlar-fistanlı erkekler-sümüklü bebeler fink atıyor belediye otobüslerinde.
Her ay düzenli olarak ceplerine koyduğumuz keş para bir yana,
Odun-kömür bedava,
Yiyecek-içecek bedava,
Lojman bedava,
İlaç bedava,
Metro-hastane bedava,
Üniversite imtihansız,
Savaştan kaçtılar ülkelerinden…
Vurulmaktan,
Kırılmaktan,
Aç kalıp köle olmaktan korktular,
Ama
Geldiklerinden beri doğurup durdular
Askere gel diyen yok,
Savaş diyen yok,
Vatanın-özgürlüğün-onurun için öl diyen yok
Ne ala memleket,
Ne ala millet,
Ekmek elden, su gölden
Üç otuz bostan, yan gel oğlum Osman!..
Anladık,
Türk milleti misafirperverdir…
İnsan sever,
Garip dostudur,
Aman dileyene kucak açandır
Sofrasında ekmeğini,
Cebinde parasını paylaşandır
Da
Da’sı var bu işin
Memleketin asli ve öz evlatları yokluk, yoksulluk, işsizlik, sefalet ve terörle teröristle mücadele eder, ölür, yaralanır, sakat kalırken işleri güçleri sadece üremek olan Suriyelilerin misafirliği daha ne zamana kadar devam edecektir?
Yok;
Misafir değillerse neden onlar tüm devlet olanaklarından bedava faydalanırken biz ekmeğe bile yüzde on sekiz KDV ödüyoruz?
Ve
Neden hala onların yerine bizim çocuklarımız ölüyor onların vatanında?
Anlamış değilim!
Hayırlı günler…