Faroe Adaları ile Türkiye arasında oynanan milli maç 2-1 yenilgimizle sonuçlandı. Bu sonuç hanidir bağıra bağıra geliyordu ama kimse ya göremedi ya da görse bile söyleyip yazmadı. Sorunları körlerin fil tarifi gibi tartıştığımız için de fili görmek kısmet olmuyor ne yazık ki.

Milli takımda Şenol Güneş döneminde yaşanan sıkıntılar Stefan Kuntz adlı Alman teknik direktörün döneminde de aşılamadı.

Artık dünyada futbol aynı basketbol gibi oynanmaya başladı. Yani on kişiyle toplu atak ve toplu savunma. Bu da ister istemez fizik güç, kondisyon ve ayağa top oynayan bir kadro gerektiriyor. Her oyuncunun iki görev tanımı var, biri atağa kalkınca diğeri savunma yaparken. Bu sistemi yetkin bir şekilde uygulayan takımlar var, orta karar yapmaya çalışanlar var. Bir de bizim gibi uzaktan bakanlar var. Maçı seyrettiyseniz eğer sanki rakip bizden çok oyuncu ile oynuyordu.

TRT’den İbrahim Kırkayak katıldığı bir programda Alman alt liginde maçları seyrettiğini ve gözünü ekrandan ayırmadığını söyledi. Bir diğer deyişle oyunun süratinin altını çizdi. Ülkemizde alt yapı göstermelik olduğu için yetişen genç oyuncular da ayağa pas, alan paylaşımı gibi tekniklerden yoksun oluyorlar. Tesadüfen ileri yetenekli birkaç oyuncu çıkıyor sadece. Örneğin Fenerbahçeli Arda Güler gibi. Özetle yeni futbolu oynatacak eğitimci yetiştirmek gerekiyor önce. Eskiyen ayları ne yaparlar hocam, diye sormuşlar. O da kırpıp yıldız yaparlar demiş. Bizde de eski futbolcular “hoca” oluyorlar.

Biz gelelim Faroe Adaları’na…

Efendim, Faroe Adaları Danimarka Krallığı’na bağlı İzlanda-Norveç arasında bir özerk bölge. Yani bağımsız ülke değil. Ama ne üstümüze vazife değil mi? Küresel büyüklerimiz bizden çok daha iyi bilir şüphesiz. Siz şimdi kalkar UEFA turnuvalarında Asya ülkeleri olan İsrail, Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan, Kazakistan ne arıyor filan diye sorarsınız da fincancı katırlarını ürkütürsünüz.

Faroe Adalarının nüfusu Ekim 2017 sayımına göre 50. 322. (Elli bin üç yüz yirmi iki) Gelelim ülkemize. TFF verilerine göre ülkemizde 466.445 lisanslı futbolcu var.

Türkiye’nin sayısal lisanslı futbolcu havuzuna bakınız bir de rakip takımın oyununa, azmine, gayretine bakınız. Faroe Adalarının tamamı lisanslı futbolcu olsa Türkiye’nin dokuzda biri.

Bizde sorun salt oyunculardan kaynaklanmıyor. İnsan kaynaklarını kullanan anlayışın yetersizliğinin sonucudur.

Mao katıldığı bir konferansta işçilere sorar. “Su dolu bir kovayı nasıl kaldırışınız?”

Ve sorusunu kendi yanıtlar, “Tutar birlikte yükselirsiniz.”

Rastlantısal başarılar karşısında birbirimize gaz vererek gerçek gündemi örmenin kaçınılmaz sonuçlarıdır yaşanan. Sorun kişi veya kişiler değil sistemdir. Sistemi sorgulamadıkça, gerçeklerden kaçtıkça aynı yerde patinaj çeker dururuz.