Seçimler bitti, sonuçları tartışılıyor. O sonuçlara nasıl gelindiği de tartışılmalı. 21 yıldır ülkeyi yöneten otorite seçilemedi, işin mihenk taşı burası. Üstelik de eşit olmayan koşullarda her türlü yalan, dolana rağmen. Bunca yılın sonunda iyi şeyler yapsaydı, iyi sonuç alırdı. Her türlü takviye desteğe rağmen, ülkemiz insanının yüzde elliden fazlası bu iktidara ve liderine “hayır” dedi.

İktidar seçimlere yüz metre koşunun ilk otuz metre önünde başladı. Devletin tüm imkânlarını parti çıkarları için kullandılar. İstifa etmesi gerekenler, bakanlar istifa etmedi. Devletteki makamını ve ekonomik gücünü kullandılar. Parmak boyasını kaldırarak hile yapmanın alt yapısını oluşturdular. Bununla da kalmadılar, en çirkin ve etik olmayan propaganda araçlarını kullandılar.

Millet ittifakının Haydi Kazanalım başlıklı tanıtım filmini keserek içerisine PKK lideri Karayılan’ın resmini koyarak İstanbul’da mitinge gelen milyonlara gösterdiler, televizyonlarında yayınladılar. Etik olmayan ayıp bir yolu seçtiler. Kılıçdaroğlu bu ayıp saldırılar karşısında insanı, vicdani, ahlaki duruşunu asla bozmadı. Ucuz yola sapmadı.

Anayasasında laiklik yazan bir ülkede, Sultanahmet Camisinin bahçesine kürsü kurup siyasi söylemde bulunup, halkın dini duygularını siyasi ereklerine alet ettiler.

AKP iktidarının tüm seçimleri gibi bu seçimler de hilelidir. Her tarafta seçime müdahale var. Neymiş efendim YSK sehven yanlış girmiş verileri. Hata insana özgüdür kabul, fakat bu nasıl hataysa hep CHP oyları AKP ‘ye yazılıyor, Yeşil Sol Parti oyları Hüda Par’a ve MHP’ye yazılıyor. “Bu ne acayip bir bilmece” ya da “şeytan bunun neresinde”

İktidar seçim sonuçları konusunda sicillidir. Son İstanbul Büyükşehir Belediyesi Seçimlerinin sonucunda “Binali Yıldırım kazandı” deyip işi oldubittiye getirip, her tarafı afişlerle donattıklarını unutmadık. Gerçekte Ekrem İmamoğlu kazanmıştı, sonuçta da 800 bin oy farkı ile eze eze yeniden kazandı. Halk bu etik olmayan duruma tepki olarak oyları ile iktidara ders vermişti. Unutmayalım aynı insanlar yine oy verecek.  İktidar şimdi de Kılıçdaroğlu’na karşı ikinci sendromu yaşıyor.

Aynen İmamoğlu gibi Kılıçdaroğlu’na da hile ve haksızlık yaptılar. Türkiye halkı daima mağdurun yanındadır. Kılıçdaroğlu’nun birinci turda kazandığı seçimi çeşitli ayak oyunları ile milim milim ayarlayıp 2. tura bıraktılar. Buna inanmamızı istiyorlar. Rejisör senaryoyu böyle yazmış. 1. Turu kaybeden Erdoğan öksürse alabileceği 0,5 puanı alamıyor ve demokrasinin icabı “bakın yüzde elliyi geçemedim” diye aklımızla alay ediyor. Sonra da “Eğer buna rağmen seçim 2. tura kaldı diyorsanız, ona da eyvallah” diyecek kadar alçak gönüllü davranıyor! Benimse durum karşısında gözlerim yaşarıyor. Ne büyük özveri!

Halka acı ve ıstıraptan gayri vereceği hiçbir şeyi kalmayan iktidarın akıbeti, İstanbul’un ikinci seçimlerindekinin aynısı olacak. Ne yapalım, hiçbir doktor bu dertlerine çare bulamayacak az kaldı.