Olmaz, olmaz demeyin!

Tanımadığımız biri çıkıp söylemiş olsa inanmayız. Göz ucuyla normal bir insan olup olmadığını anlamaya çalışırız. En azından böyle şakalar yapma diye uyarırız. Bir insanı öldürmeyi bırakın; bir canlıya zarar vermek doğru değildir. Çocuklara satılan oyuncak tabancanın üzerinde bir uyarı vardı: Hiçbir silahı, kesinlikle canlı hedefe doğrultmayın.

Mizah dergilerinde yer alan bir karikatürde görmüştüm. Karadenizliler bir düğünde halay çekiyor. Halayın başı “ben halayın başıyam, ley ley” türküsüyle coştukça coşmuş. Halayın sonunda yer alan Karadeniz uşağı kendine yapılan hakareti tek kurşunla temizliyor.

Karikatürdü, gerçek oldu!

Haber bültenlerinde yer almasa kesinlikle inanmazdım. Savaş nedeniyle ülkesini terk eden komşularımız davet edildikleri düğünde eğlencenin tadını kaçırıyorlar. Halay başı olmak için yarışanlar, kavga çıkarıyorlar. Bıçak darbesiyle yaralananlardan biri ölüyor. Ağır yaralılar hastanede yoğun bakım altında yaşama tutunmaya çalışıyor. Şükürler olsun ki gelinle damat, en küçük bir yara almadan kurtuluyor.

Benzer kavgalar ülke genelinde ara sıra gerçekleşiyor. Ülkesini terk eden kardeşlerimiz(?) başka topraklarda aslan kesildiler. Kendi aralarında kavga çıkarıyorlar. Kendileri gibi başka ülkelerden göç etmek zorunda kalan komşu ülkelerin yurttaşlarıyla kavga ediyorlar. Kaç tane Suriyeli öldürüldü; onlar kaç kişiyi öldürdü? Basına yansımayan, unutulan kaç kavga oldu?

İlk duyduğumda inanmamıştım. Silahla öldürülen her on Müslüman’dan dokuz tanesini aynı dinden olanlar öldürüyormuş.

En küçük tartışmaları kavgaya dönüştüren komşu ülkenin yurttaşlarına güç yetmiyor. En küçük bir tartışma, saniyeler içinde bıçaklı, silahlı kavgaya dönüşüyor. Yüzlerce, binlerce insan hiç tanımadıkları insanları öldürmek için gereken çabayı gösteriyor. Birbirlerinin bakışını, tipini beğenmeyenler, savaş çıkarıyor. Güvenlik güçleri gelmeden kavga bitmiyor. Öldürülen insanların Suriyeli veya başka bir ülkenin yurttaşı olması sonucu değiştirmiyor.

Ülkesini savaş nedeniyle terk edenleri kavganın içinde görmek gerek! Sonunda tatlıya bağlanacak sözlü tartışmaları bile silahlı kavgaya dönüştüren komşularımız, kendi ülkelerinin geleceği için neler düşünüyor? Kendi ülkeleri için ölümü göze alıp kavgaya girerler mi? Sıkıntıda olan Arap kardeşlerine yardımcı olurlar mı? Gelecekte kendi ülkelerinde yaşamak için planları var mı?

Anlayanlar anlamayanlara anlatsın.