Temmuz 1979 yılında Antalya lisesi tarih öğretmenliğinden ve idarecilikten istifa ederek Mobil Oil Türk A.Ş.’ne girdim ve Batman’a gittim.

1979-1982 yılları arasında iki sene Batman’da Mobil Sevkiyat Büro Amirliği yaptım. Yardımcım çok sevdiğim ve takdir ettiğim arkadaşım Urfa’lı Mahmut Yılmaz’dı.

O yıllarda ülkede korkunç bir akaryakıt sıkıntısı yaşanıyordu. Batman Rafinerisinden kotayla aldığımız akaryakıtları Güneydoğuda il ve ilçelerdeki Mobil bayilerine kısıtlı olarak veriyorduk. Bayiler aldıkları akaryakıtı istasyonlara boşalttıklarına dair kaymakamlardan ve valilerden onay alıp tutanakları bize getiriyorlardı.

Biz de onaylara göre bayilere ikinci malı veriyorduk.

Osmancık’ta küçük yaşlarda avcılığa başladığım için Türkiye Petrollerinde bazı mühendis arkadaşlarla sözleşerek Silopi’de Turaç (Sülüngiller familyasından yabani tavuk) avına gittik. Gece saat 04’de 3 araba ile yola çıktık. Sabah 08’de Silopi’ye vardık. Dicle ırmağı kenarında bulunan yasak bölgede avlanacağımız için arkadaşlar Alay komutanından izin almaya gittiler. Bir süre sonra arkadaşlar “Albay izin vermedi, dönüyoruz arkadaşlar” dediler. Ben bir dakika, “Siz daha önce Albay’dan izin almadınız mı?” dedim. “Maalesef, bunu düşünemedik hocam” dediler.

Ben arkadaşları sakinleştirerek, “Bir de ben şansımı deneyeyim” diyerek Albay’la görüşmeye gittim. Albay’ın kapısını çaldım, içeri girerek topuk selamıyla “Günaydın Albay’ım, ben 1969 Akşehir Askerlik şubesinden personel Teğmen Mehmet Özata” dedim. Albay gülerek, “Hayrola Teğmen’im, buyrun, buyrun oturun bakayım ” dedi.

“Albay’ım, özür dilerim, mühendis arkadaşlar sizden izin almadan bizleri Batman’dan ta buralara kadar getirdiler. Ben Çorum, Osmancık’lıyım. Bir daha buralara gelmem imkânsız. Müsaadeniz olursa Dicle kenarında iki, üç saat avlanıp gidelim.” dedim.

Albay, bana çay ikram ederek, “Peki Teğmenim, senin güzel hatırın için izin verdim.” dedi. Albay’ımı yine topuk selamıyla selamlayarak, teşekkür ettim.

Dışarda heyecanla bekleyen arkadaşlara, “Haydi arkadaşlar Albay’ım izin verdi” diyerek Dicle kenarındaki sazlıklara avlanmaya gittik.

12 Eylül ihtilali öncesi İran- Irak savaşı devam ettiği için Dicle ırmağı kenarında top sesleri eşliğinde Turaç avına başladık. Öğleye kadar yalnızca birkaç turaç vurabildik. Onu da Albay’a vererek teşekkür ettim. Ve Batman’a döndük.

Batman Rafinerisinde 2 Haziran günü korkunç bir patlamayla uyandık. Gecenin bir yarısı Rafinerideki yangının alevleri göklere çıkmış ve cehennem sıcağı içinde kalmıştık. Batman’lılar panik içinde çoluk, çocuk yalın ayak başı kabak çevre köy ve şehirlere koşuşturmaya başlamışlardı. Biz de çocuklarımızla beraber yardımcım Mahmut Yılmaz’ın ailesini arabama alarak soluğu Midyat’ta almıştık.

Çok şükür korkunç yangını kazasız belasız atlatmıştık ama 12 Eylül 1980 yılında sabaha karşı ilan edilen ihtilalle ayrı bir facia yaşamıştık.

ŞİMDİ SÖZ SIRASI BİLGE BAADDİN’DE

1-Rusya savaşıyor enflasyon % 18, Ukrayna savaşıyor enflasyon % 15. Biz de ise enflasyon % 150. Çünkü cehaletle savaşıyor Türkiye. Dünyada cehaletden daha yıkıcı bir kitle imha silahı henüz icat edilmemiş.

2-Güney Afrika’da bir Üniversitenin girişindeki yazıda: Bir ülkeyi yok etmek için atom bombası veya uzun menzilli füzelere ihtiyaç yoktur. Bunun için eğitim sistemini düşürmek yeterlidir. A) Hastalar iyi yetişmemiş doktorlar elinde can verir. b) Binalar liyakatsiz mühendisler yüzünden çöker, c) Para cahil ekonomistler elinde kaybolur, d) Cahil öğretmenlerin yetiştirdiği öğrenciler yeni cahiller yetiştirirler, e) Hayat dini siyasete alet eden siyasiler tarafından cehenneme çevrilir, f) Adalet, adaletsiz hakimler tarafından yok olur.

3-Her kasabada ışık saçan bir öğretmen ve bu ışığı söndürmeye çalışan bir papaz vardır. (Victor Hügo)

4-Ben de Fuzuli gibi “Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil “diyerek, affınıza sığınarak yazıp duruyorum işte. Hoşgörün.

5-Bilge Baaddin’de benim gibi yaşadıklarımıza isyan ederek Kadri Şençalar’ın

Hicaz şarkısıyla teselli bulmaya çalışıyor.

Görmedim ömrümün âsûde geçen bir demini,

Çekerim hep o siyâh gözlerinin mâtemini...

Hasretiyle inlediğim çekti benden elini,

Çekerim hep o siyâh gözlerinin mâtemini…

12 Ekim 2022