Güncel

“Geçmişten Günümüze Aleviliğin Gelişimi ve Değişimi” konferansı

Çorum Emek ve Demokrasi Platformu, Çorum olaylarının 45’inci yılı anma etkinlikleri kapsamında “Geçmişten Günümüze Aleviliğin Gelişimi ve Değişimi” isimli bir konferans düzenledi.

Abone Ol

Moderatörlüğünü Av. Ahmet Özdel’in yaptığı konferansa Hitit Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nail Elhan konuşmacı olarak katıldı.
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Çorum Şubesi’nde düzenlenen konferansa CHP İl Başkanı Dinçer Solmaz, Eğitim-Sen Çorum Şube Başkanı Kenan Sırma, Bahçelievler Mahallesi Muhtarı Aziz Önal, geçmiş dönem CHP İl Başkanı Gazi Özkubat, Avrupa Çorumlular Derneği Başkanı Selahattin Toprakçı, Alevi Kültür Merkezi Başkanı Yıldız Şahin, Çorum olayları mağdur avukatlarından Sadık Eral başta olmak üzere çok sayıda Alevi vatandaş katıldı.
Çorum Emek ve Demokrasi Platformu her yıl olduğu gibi bu yıl da Çorum olaylarının yıldönümü nedeni ile bir dizi etkinlik düzenlediklerini söyleyen Ahmet Özdel bu kapsamda ilk kez bir akademisyeni ağırladıklarını vurguladı. Bu konferansın Alevi Bektaşi tarihi ile ilgili katılımcılara katkı sağlayacağına inandığını söyleyen Özdel, Alevi Bektaşi kültürünün ağırlıklı olarak sözlü bir kültür olduğunu, son dönemde yazılı eserlerin artmaya başladığını, Nail Elhan’ın da bu isimlerden biri olduğunu sözlerine ekledi.
Daha sonra kürsüye gelen Elhan, Alevilerin ülkemizde Bektaşi, Kızılbaş, Caferi gibi isimlerle anıldığını belirterek ülkemizde Alevilik üzerine 22 vakıf, dernek ve kurum çalışma yaptığını, kendisinin arkadaşları ile birlikte 1970’li yıllardan beri yayınlanan Alevi Dergilerinin dijital ortama aktarılmasına yönelik bir çalışma yürüttüğünü ve tamamlandığında araştırmacılara açılacağını vurguladı.
Hitit Üniversitesi Öğretim Üyesi Nail Elhan, kendisinin Alevi kelimesini çatı olarak gördüğünü, Kızılbaş kelimesinin 1450-1500 yıllarında, Alevi kelimesinin ise 1800’lerde kullanılmaya başlandığını anlatan Elhan, Osmanlıda Kızılbaşların ezildiği dönemde Bektaşilerin devlette daha çok itibar gördüğünü, Osmanlının son dönemlerinde İslamcılık ve Türkçülük hareketlerinin itibar görür hale gelmesi ile birlikte Alevi köylerine bile cami yapılmaya başlandığını, Avrupa devletlerinin bu dönemde Osmanlının iç işlerine karışmak amacıyla misyonerler eliyle Alevilerle irtibat kurduğunu, hatta bu ülkelere yollanan raporlarda Aleviliğin Hristiyanlığa yakın görüşleri bulunduğunu ve kendilerine kazandırılabilecekleri gibi ifadelerin yer aldığını, bu raporları gören Osmanlı’nın ise Aleviliği İslam’in içinde Türkmenleri de öz be öz Türk olarak yansıttığını açıkladı.
İttifak ve Terakki döneminde hayata geçirilen Köprülü Paradigması’nın yansımalarını günümüzde de yaşadığımızı söyleyen Doç. Dr. Nail Elhan 1990’dan sonra ortaya atılan “Alisiz Alevilik” fikrine katılmadığını, Hz. Ali, 12 İmam, Ulu Ozan Şahata’nin çıkması ile Aleviliğin bir değerinin kalmayacağını, 1990’lı yıllardan sonra Alevi hareketinin daha çok siyasallaşmaya başladığını, Alevi olmayanların da bu harekete ilgi duymaya başladığını, Aleviliğin geçmişten günümüze sürekli bir gelişim ve değişim yaşadığını, bu değişik fikirlerin aslında tarih ve sosyoloji arasındaki mücadeleden kaynaklandığını, 200 yıl sonra Alevilerin durduğu yere göre bu mücadelenin galibinin belli olacağını sözlerine ekledi.