14 Mayıs 2023 seçimi, Cumhuriyetin kader seçimi ilan edilmişti. Cumhuriyet’in varlık-yokluk seçimi denilmişti. Cumhuriyet’in geleceği oylanacak denilmişti.

Sonuçta 14 Mayıs Pazar günü bu seçim oldu ve bugünlerden başlayarak 600 milletvekili ile yeni bir yasama döneminin önü açıldı.

Bu nedenle, toplumsal sorunları çözemeyen, toplumsal barışa hiçbir katkısı olmayan önceki yasama dönemlerinden yola çıkarak bu yasama dönemi için diyoruz ki, bu meclis:

Toplumu germekten başka, siyasete hiçbir getirisi olmayan şu meşhur “Salı Grup Konuşmaları”nın olmadığı...

Alkış alacağım diye, küfür ve hakaret dolu aşağılayıcı konuşmaların yapılmadığı...

Türkiye sağının Sünni'den, Türkiye solunun Alevi'den beslenen dili bıraktığı...

Özellikle Türk-Kürt ayrımını ve Alevi-Sünni ayrımını besleyen ve de tahrik eden konuşmaların yapılmadığı...

Siyasi konuşmalarda sokak jargonunun bırakıldığı, önceki dönemlerde gördüğümüz seviyesi düşük davranışların terkedildiği

Ve de meclisin, düşman kardeşlerin toplandığı bir arenaolmaktan çıktığı...

Yani meclis, Cumhuriyete yakışır, saygınlığını yükseltir bir meclis olmalı.

Ve milletvekillerinin, hem kendi siyasetine hem Türkiye siyasetine büyük bir katkı sağladığı ve de ülke sorunlarının çözümünde cesur adımlar atabildiği bir meclis olmalı.

Olabilir mi? Bilemiyoruz, ama olmalı

***

İşte bu nedenlerle milletvekillerine yönelik olarak 11 Nisan 2023 tarihli “Yaklaşan 14 Mayıs” başlıklı yazımın sonunu bir kez daha paylaşmak istedim.

Çünkü bu yazımın sonunu;

Eğer yoksula, işçiye, köylüye, emekliye, memura yani kısacası dar gelirliye kapılarınızı kapatacaksanız...

Ve bu sağcıydı, bu solcuydu diye...

Ve bu Alevi’ydi, bu Sünni’ydi diye...

Ve bu Türk'tü, bu Kürt'tü diye ayırım yapacaksanız...

Ve yalnız el kaldırıp el indirecek, yeminden sonra kürsüye çıkmayacaksanız...

Ve de ettiğiniz yemine sadık kalmayacak ya da kalamayacaksanız...

Yakanıza takacağınız milletvekili rozetini bırakmanız, Atatürk rozetini çıkarmanız, herhalde daha onurlu bir davranış olacaktır.

Çünkü bu ülkenin gerçek bir yurtsever, cesur milletvekillerine ihtiyacı vardır  diye bağlamıştım.

Çünkü bu ülkenin başını ağrıtan önemli sorunları vardır. Ve de çözülmesi gereken bu sorunlar Batı’nın gündemine taşınır olmuştur.

-Kürt sorunu ve Alevi sorunu gibi

-Kuvvetler ayrılığı ve yargı sorunu gibi

-Laiklik sorunu ve de diğerleri gibi

Yani genelde demokrasi sorunu gibi

***

Peki, Çorum milletvekillerinin siyasetteki ağırlığı ve siyasete katkısı ne olmuştur?

Ama önce kuruluşundan bugüne meclisin durumuna bir bakalım:

Cumhuriyet tarihinde (23 Nisan 1920-14 Mayıs 2023) arası 28 genel seçim olmuş, meclise 13592 milletvekili girmiştir. Bunun 175’i Çorum milletvekilidir.

Ama 1946 seçimi “açık oy gizli sayım” yöntemiyle yapıldığı için çok partili seçimleri 1950’den başlatırsak,  (1950-2023) arası 20 genel seçim olmuş ve meclise 10231 milletvekili girmiştir. Bunun 119’u Çorum milletvekilidir. Bunun da 22’si CHP milletvekilidir.

Ve bu milletvekillerinden:

CHP Milletvekili Hilmi İncesulu, (20 Kasım 1961- 26 Haziran 1962) arasında Milli Eğitim Bakanlığı;

Danışma Meclisi Üyesi Ahmet Samsunlu, (14 Temmuz 1982 - 13 Aralık 1983) arasında İmar ve İskân Bakanlığı;

AP Milletvekili Necmi Ökten, 1961-1962 yıllarında Devlet Bakanlığı;

ANAP Milletvekili Ateş Amiklioğlu, (5 Ekim 1995 - 30 Ekim 1995) arası Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı;

Ve de MHP Milletvekili Abdulhalik Mehmet Çay, (28 Mayıs 1999 - 24 Aralık 2001) arasında Devlet Bakanlığı yapmıştır.

***

Ama genelde Çorum Milletvekilleri: 

-Ülkenin temel sorunlarında hiçbir çözüm önerisi sunmamış,  isimleri duyulmamıştır.

-Yeterli ölçüde basında yayında gündeme gelmemişlerdir.

-Ülke sorunlarının tartışıldığı oturumlarda görülmemişlerdir.

-Yani ülke siyasetinde yeterli bir ağırlık koymamış, koyamamışlardır.

Evet, biraz incitici bir ifade olacak ama maalesef genelde el kaldırıp el indiren bir görüntü verilmiştir.

Bu nedenlerle 28’inci dönem Çorum milletvekillerinin, ülke sorunlarında daha cesur adımlar atabilen,  ülke siyasetinde daha yaratıcı daha etkin olmasını isteriz.

Ve de olacağına inanmak, olabileceğini görmek isteriz.