4 Şubat 2017 tarihli Çorum Haber gazetesinde; TUKDER Başkanı Kadir Başoğlu’nun Çorum’u ziyareti, Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Başaranhıncal ve Çorum Milletvekili, Tarım Orman ve Köy İşleri Komisyonu Üyesi Ahmet Sami Ceylan ile görüşmesi ve sayın milletvekilinin, “Çorum bugün sanayi kenti olmuşsa, ihracat yapan il haline gelmişse burada ana itici güçlerden biri de toprak sanayidir” sözü yer aldı.

Son derece doğru tespit, ama açmak gerekiyor.

Aslında konu kitap yazılacak önemdedir fakat kitap yazmak beni aşar.

Bu olay karşısında suskun kalmak da görevimi yapmamak olur. Çünkü bu olayı kitaplaştıracak veya aslını öğrenmek isteyecek insanların işine yarayacak yaşadığım veya tanık olduğum olaylar var.

*

Kiremit üretimi Cumhuriyet’in ilk yıllarında genç hükümetin de ilgilendiği konu olmuş.

Büyük Millet Meclisi binasının çatısını tamir ettikten sonra kiremit bulma konusunda zorlanmışlar. O zaman 17 yaşında olduğu söylenen genç Vehbi Koç’un, Ankara sokaklarında dolaşarak kiremit topladığı anlatılır. İlgilenmede bu olayın rolü olduğunu düşünüyorum.

Hükümetin de desteği ile Eskişehir’e önce Kurt Kiremit, bir sene sonra da Kılıçoğlu Kiremit fabrikaları kuruluyor. Zaman 1927 ve 1928 yılları oluyor. Çorum’un bu iş dalı ile ilgisi hayli sonra oluyor. 1950’li yılların son çeyreği…

Başlangıç çok sıkıntılı olmuş. Uygun toprağı bulmak zaman almış. Osmancık toprağı daha önce bulunmuş.

O günkü kuruluşlardan bugün ayakta kalan; Osmancıkta Ülker, Çorum’da da Yıldız Kiremit var.

Üç ortaklı Yıldız Kiremit’in ortaklarından sadece Rahmetli Kadir Başaranhıncal’ın oğul ve torunları işi sürdürüyorlar.

Dedelerinin işini sürdürüp daha ileriye götüren insan sayısı Türkiye’de azdır. O bakımdan Çetin Başaranhıncal ve kardeşleri ile yakınlığım olmadı ama babası İsmet ve amcası Hasan Beyler saygı ve sevgi duyduğum insanlardır. Dolayısıyla başarılarını izlediğim Çetin Başaranhıncal’a da gıyaben sempatim devam ediyor.

*

Bu girişten sonra Çorum Toprak Sanayii’ni irdelemeye başlayalım.

Baş tarafta da yazdım. Çorum işe Eskişehir’den 30 sene sonra başlamış.  Ama konu ile ilgili makinaların en güzellerini yaparak; yurtdışına anahtar teslim fabrikalar kurar hale gelmiş. Eskişehir de sanayi şehri, ama bu konuda gelişme olmamış.

İrdelenmesi gereken ilginç durumlardan biri budur. Çorum’da gelişen toprak sanayi fabrikalarının babasının toprak sanayi olduğunu yazmamıza gerek olmadığını düşünüyorum.

Baba çok iyi bir evlat yetiştirmiş ama kendisi o mükemmellikte mi? Ona bakmakta fayda var.

Toprak sanayi yatırımları; yatırım, istihdam, üretim altın üçgeninde avantajlara sahiptir.

Bu avantajlar birçok iş dalına göre daha az yatırımla çok sayıda işçi istihdamı olduğu gibi üretim hacimli olduğu için (günlük 300 tondan aşağı üretim yapan fabrika kalmamıştır) fabrika dışı nakliye vs. işleri de zenginlik yaratmaktadır.

Üretim verimliliğinde, Çorum Türkiye’nin en iyi illerinden biridir. Kazanmış olduğu zenginlikte verimliliğin payı büyüktür.

Ancak ‘tuğla-kiremit’in üst noktası olan seramik, vitrifiye, porselen gibi inceliğe; Erdem Çenesiz’den başka ulaşan olmamıştır. Başka illerde seramiğe geçebilen firmalar var.

Ayrıca, verimliliği elde etmiş ama değerinde satamamıştır. Gereksiz yere yıpratıcı fiyat indirimleri yaşanmıştır. Bunu çok güzel yansıtan bir anımı sunuyorum;

Yıl 1987. Amasya Saraçoğlu tesislerinde toprak sanayicilerin toplantısı var. Toplantıya Fatsa’dan kiremit tuğla satıcısı üç kişi gelmişti. Söz istediler; “Biz üçümüz ayrı işyerlerinin sahibiyiz. Sizin ürettiğiniz kiremit ve tuğlaları satıyoruz. Fabrikası veya apartmanı olan varlıklı insanlar değiliz. Ama hiç birimiz, birbirimizin müşterisine ‘benimle alışveriş yap!’ diye teklifte bulunmuyoruz. İşyerimizi sabah açtıktan sonra sizlerden biri geliyor fiyat teklifinde bulunuyor. O gidiyor 2-3 saat sonra başkası geliyor. Daha ucuz teklifte bulunuyor. O gittikten sonra gelen daha avantajlı teklifte bulunuyor. Biz ucuz mal istemiyoruz. İstikrar istiyoruz. Bu ayıplı durumdan lütfen vaz geçin.”  dedi. Günümüzde kalmadığını düşündüğüm bu olay ayıplı olmakla kalmıyor, maddi zararlara da yol açıyor. Çok küçük görünen paraların, hesaplayınca nasıl büyüdüğü açıkça görülüyor.

Bir örnek te buna verelim:

20 yıl önce “Mahyaya Dikkat” başlıklı bir yazı yazdım. Yazı mealen; mahya kiremitten daha pahalıya mal olan bir detaydır. Dünyanın hiçbir yerinde kiremit fiyatına satılmaz. İki misli fiyata satılır. Biz hiç olmazsa yüzde 50 fark koyalım. Zaten bayiler iki- üç misli fiyata satarak müşteriye kabul ettirmiş durumdalar. Maliyetin yüksek oluşunda oyalayıcı oluşu da rol oynuyor. Bu hakkı kullanıp feda etmeyelim” şeklinde bir yazı idi. Mahya kiremidin yüzde beşi kadar kullanılır. 100 metre kare binaya 1600 kiremit giderken 80 mahya gidecek yani 50 kuruş fark koyarsak 40 lira para yapacak. Bina maliyetine göre çok minik bir para. Devede kulak bile değil. Başarılı olamadım. Yazım sonuç vermedi. Şimdi 20 senede o minik parayı beraber hesaplayalım.

Kiremit fabrikalarını 15 adet dersek (Osmancıkla birlikte eskiden çok daha fazla idi) Bir fabrika senede 500 bin mahya yapsa 20 senede 10 milyon mahya yapar. 15 fabrikanın üretimi 150 milyon mahya yapar. Bu da 50 kuruştan 75 milyon TL eder. Basit hesapsızlık şehri 75 milyon TL’den mahrum ettiğine göre, direkt olarak fabrika başı 5 milyon kayıp ortaya çıkıyor. Bunlar yaklaşık rakamlardır. Yüzde 20’den fazla hata olduğunu sanmıyorum…

Şunu anlatmaya çalışıyorum. Başarılması çok daha zor olan kapasite, istihdam, verimli üretim ve başka sanayilerin gelişmesinde başrol oynarken, basit detayları gözden kaçırmakla gereksiz kardan zararlara uğramaktadır.

Kadir Başoğlu’nun birlikteliği diyalogla sağlama gayretlerini çok genç olduğu zamanlardan biliyorum. Diyalog ve meslektaşlarının birbirinden haberdar oluşu; yazımız boyunca işlemeye çalıştığımız sakıncaların çözümünü sağlayacaktır.

Çorum Toprak Sanayi genel olarak başarılı olmuş Çorum’u birçok bakımdan kanatlandırıp uçurmuştur. İyi pazarlama taktiği ile çok daha iyi sonuçlar alınabilirdi.

Yazdığım eleştirilere gelince; o kadar kusur kadı kızında da bulunur deyip, daha iyi hizmetin ortaya çıkması için yazılmış şeylerdir.

Ben büyük sanayi kolu haline gelmiş olan sektöre hizmet verenlerden ölmüşlere rahmet, yaşayıp hizmete devam edenlere başarı diliyorum.

En güzel günler sizlerin olsun.