“İçinizde anlatılmamış bir hikâye taşımanızdan daha büyük bir ızdırap yoktur” diyor Afro-Amerikalı şair, yazar, dansçı, şarkıcı, besteci ve koreograf Maya Angelou kaleme aldığı biyografisinde.

Gerçekte en kolay anlatılan şey, başkalarının hikâyeleridir… Başkasına ait hiçbir şey, kendimizinki gibi ya hayatımıza dokunmaz, ya da canımızı acıtmaz. Çünkü bizim değil onların hikâyesidir. Yani başkasının, birinin ya da birilerinin. Ve içinde olmadığın bir şeyden çok kolaydır çıkman. Belki bakar, belki dinler geçersin, İstersen de kalırsın. Kolaydır dışarıdan izleyip fikir yürütmek ve konuşmak.

Başkalarının hikâyelerindeki her şey bizi etkiler elbette. Yaşarız anlatılanları çoğu zaman. Kendimizden bir şeyler katar yoğunca yaşarız duyguları. Bazen de başkalarının hikâyesinde yaşarız. Kendimizi hep onun yerine koyarız. Kendimizin öyle bir durumdaki maruz kaldığı his oluşur içimizde. Ama ne olursa olsun herkesin hikâyesi kendine aittir ve hikâyenin sahibine özeldir. Birdir ve herkesin kendi sorumluluğundadır. Hayat gibi ne yazmak isterseniz, nasıl yazmak isterseniz öyle olur o hikâyeniz.

Japon kısa öykü yazarı Hariku Murakami: “Fırtına geçtikten sonra nasıl atlattığınızı hatırlamayacaksınız. Nasıl hayatta kaldığınızı da. Hatta fırtınanın dinip dinmediğinden bile emin olamayacaksınız. Ancak bir şey kesindir; fırtınadan çıktıktan sonra fırtınaya girenle aynı insan olmayacaksınız.” Hayat bu ya bazen bir ağacın dalındaki yaprak gibi bir rüzgâr savurur sizi. Bazen beklenmedik şeyler gelebilir başınıza, bazen de umulmadık bir anda güzelliklerle karşılaşabilir, bazen de canınızı çok yakabilir. Çünkü bir kitaptır hayat. Önemli olan onu okumak ve okuduğunu da anlayabilmektir.

Her hikâyede bir benzerlik mutlaka vardır, ama her hikâye bir o kadar da benzer değildir. Çünkü her hikâye ne kadar benzer olsa da her hikâyenin duygusu yaşayana göre farklılık gösterir.

Rahmetli Turgut Uyar bu durumu kısaca şöyle özetliyor aslında:

“Herkesin bir umudu vardır

Bir savaşı

Bir kaybedişi

Bir acısı

Bir yalnızlığı

Bir hüznü

Çünkü herkesin bir gideni vardır İçinden bir türlü uğurlayamadığı”

Hepimizin hikâyesinde mutlaka benzerlikler olabilir; ama hepimizin hikâyesi aslında bambaşka.

Peki, senin hikâyen nasıl? Nasıl olsun diye çalışıyorsun?

En güzel günler sizlerin olsun.