“Bilimden gidilmeyen yolun sonu  karanlıktır.”   Hace Bektaşi Veli

Çok değil, otuzbeş yıl öncesini yaşayanlar bilir. Eskiden bizim zamanımızda fotograf çekmek, çok para harcamak anlamına gelirdi.

Sanatını konuşturmanın (?) yanı sıra harcadığın parayı kazanamazsan bedeli çok ağır olurdu. Sadece otuzaltı kez fotograf çekebileceğin fotograf filmini Kodak yazılı ambalajından çıkarıp makineye takacaksın. Çektiğin fotograf karelerini görebilmek için filmi banyoya vereceksin. Daha sonra negatiflerini, herkesin deyimiyle filmin Arabını inceleyip hatasız olanların kağıda baskısı için liste çıkaracaksın. Günü gelince fotografları peşin parayla satın alacaksın.

Arap (Kodak) 2

Fotograf stüdyolarının, amatör fotografçıların en büyük sorunu, kredi kartı kullanmadan harcama yapacaksın. Fotograf çektirenlere albümlerinde, çerçevelerin içinde yer alacak fotograflarını vereceksin. Alabilirsen para alacaksın. Fotografçılığın en zor tarafı fotograf parasını alabilmekti. Bu sorun sadece amatör fotografçılar için geçerli değildi. Bir fotograf stüdyosu parası olmadığı için alınmayan fotografları dükkanın vitrininde sergilemiş.

 Fotograf makineleri, objektifler, filmler, banyo, fotograf baskısı için üretilmiş kağıtlar; büyük çaplı bir sektör oluşturuyordu. Filmlerin yıkanması, (banyo) kart baskısı için bir takım kimyasallar gerekiyordu. Fotografçılıkta kullanılan her malzeme yurt dışından satın alınır.

Bu alanlarda üretim yapan uluslar arası firmalar vardı. Fotograf  makineleri ve objektif üretiminde olduğu gibi film ve fotograf baskı kağıtları üretiminde tekelleşmiş firmalar vardı.

Fotograf filmlerinde ilk önce akla gelen Kodak firmasıydı. Film, baskı işleminde kullanılan kartlar, bu alanda kullanılan kimyasalların üretiminde en büyük firma olarak yer alıyordu. Basında yer alan bilgilere göre yüzyetmişsekiz bin çalışanı vardı. O yıllarda ülkemizin en büyük sanayi firmaları olarak bilinen Koç’un, Sabancı’nın çalıştırdığı işçi sayısı Kodak firmasının karşısında çok küçük rakamlarda kalıyordu.

Sayısal fotograf makineleri devreye girdi. Kısa sürede hızlı bir gelişim gösterdi. Aynı yıllarda cep telefonları fotograf çekiminde video çekiminde yerini aldı. Teknolojik gelişmeler sadece analog makinelerin pabucunu dama atmadı. Fotograf filmleri, makineler gibi piyasadan çekildi. Kısa sürede sayısal makinelerin eski modelleri bile kullanılmaz hale gelmişti. Cep telefonları sayısal fotograf makineleriyle yarışır oldu.

Bir başka deyimle ömürlerini tamamlamadan fotograf makineleri, cep telefonları gözden düştü. Bazı cep telefonu üreten firmalar, dijital olarak da bilinen sayısal fotograf üreten firmalar kapandı. Ayakta durmaya çalışanlar dArap (Kodak) 1a çalışan sayısını azaltıp küçülmeye gitti.

Sonuçta bu gelişmeler bir günde yaşanmadı. Teknolojik gelişmelere ayak uyduramayan firmalar, Kodak firması gibi üretimi durdurdu. Bu firmalar bilimin, teknolojik gelişmelerin uzağında kalmak yerine gelişmelerin içinde yer alsalardı sonuçlar farklı olabilirdi.

Bilimin ışığından uzak duranlar, günü geldiğinde benzer sorunları mutlaka yaşayacaklar!