Ferdin, ailenin, toplumun ve toplumların huzur, mutluluk, esenliğinin temeli adalettir. Adaletin temeli de doğruluk, dürüstlük ve verilen sözlere yapılan sözleşmelere harfiyen uymaktır. Yani sözünün eri olmaktır. Verilen sözlere uymak yüce Allah’ın kesin, mutlak emridir ve farzı ayindir ki, dinimizin olmazsa olmaz emirlerindendir. İnsanların toplumda itibar belgesidir, saygınlık madalyasıdır. İtibarsız insan kalp para gibidir. Kimse ona bakmaz. Yani sözünün eri olmak Allah’ın ve kulunun nazarında şeref belgesidir. Bu şeref kaybedilirse ulu Allah tövbe ile affeder, ama kullar insanlar ise asla bağışlamaz.

*

verdiğimiz sözleri yerine getirmemek, unuttum demek, umursamamak büyük bir günah olduğu gibi, aynı zamanda da namertliktir ve ciddiyetsizliktir.

Yüce rabbimizin bu konudaki uyarılarına bir göz atalım.

“Ey iman edenler! Verdiğiniz sözlerden asla caymayınız. Ahdinizi yerine getiriniz, sözünüzde durunuz.” (Maide, 105. ayet)

“Ey Muhammed SAV. Emrolunduğun gibi doğru ol. Asla sözünden cayma. Aşırı gitme. Eğer tövbe ederlerse Allah affedicidir. Bütün yaptıklarınızı görüyor.” (Hud, 112, sh 233)

Ve yine buyurur ki; “Verdiğiniz sözlerde durunuz. Sözleşmeye uyunuz. Çünkü bunlar sorumluluktur, vebaldir.” (İsra 34-35, sh.234)

R.SAV. efendimiz sahih bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurur:

Allah korusun, Amin.

Münafığın alameti üçtür:

1-Söylerse yalan söyler, yalancıdır.

2-Söz verir, sözünde durmaz, namerttir.

3-Emanete ihanet eder, haindir.

Demek ki, sözünde durmamak kötü bir ahlaki hastalıktır. Çünkü sosyal hayatta güvenilirliğini yitirdiği gibi, Allah kaında da yalancılar defterine yazılır. Fakat tövbesi caizdir. Dürüst bir insan olması mümkündür. Çünkü tebdili ahlak caizdir. Hatadan mutlak dönüş şarttır. Allah gafur ve rahimdir. Kulları gibi katı değildir.

Dikkat buyurursanız; ahde vefayı, sözünün eri olmayı anlatırken acı ve acıtıcı kelimeler kullanıyoruz. Çünkü konunun ehemmiyetini anlatmak insanları bu durumdan korumak için onları ve kendimizi uyarmak zorundayız.

Çünkü toplum huzurunun, ailenin, hatta kişilerin adaletin temeli doğruluk, dürüstlük ve ahde vefadır. Bu erdemleri kaybedersek toplumu birbirine bağlayan birlik ve beraberliğimizi sağlayan ana temeller yıkılır. İşte o zaman emniyetin, güvenilirliğin olmadığı yerde anarşi, kargaşa, kaos ve ayrılıklar başlar ki, işte o zaman insanları birbirine bağlayan manevi ipler kopar ki, işte felaket budur. Yüce dinimiz İslam bizleri bu tehlikeden korumak için tüm koruyucu kurallarını koymuştur. Sosyal hayatın, ekonominin, ticaretin, çalışmanın, siyasal hayatın, idarenin ana temeli adalettir, doğruluktur, sözünün eri olmaktır.

*

itibarını, doğruluğunu, güvenilirliğini yitirmiş bir kişi kim olursa olsun, zengin, fakir, alim, cahil, amir, memur, esnaf, çiftçi, çalışan, çalıştıran, hiç farketmez, toplumdaki güvenilirliğini yitirmişse itibarını tekrar kazanmak çok zordur. Allah affeder amma kulu affetmez. Hem kendini gıybetten batırır. İşte bunlar ahde vefanın yokluğu halinde bizleri bekleyen çirkinliklerdir. Sözünün eri olan insanlar toplumda ailede saygın, itibarlı, sevimli insanlardır ki, bu kişiler tükürdüğü tükrüğü yalama çirkinliğinden kurtulmuş erdemli insanlardır.

Sözünün eri olmak onurlu bir insan için emniyet sibobudur. Onun için yüce Allah, Hud Suresi 112. ayetinde R.SAV.e hitaben; “Ey Muhammed, emrolunduğun gibi doğru ol” buyurması, R.SAV.in şahsında hepimizi bağlayan ilahi bir kanundur. Ahde vefasızlık aynı zamanda acı bir kul hakkıdır. Helalleşmek şarttır. Söz namustur, borçtur, söz ağızda hapistir, dışarı çıkınca söz verilinnce atılan bir kurşun veya ok gibidir. Geri dönmez. Mutlaka ifası, ödenmesi, sözün yerine getirilmesi şarttır. Konu ile ilgili önderimiz, rehberimiz Hz. Muhammed SAV.in en büyük sıfatı olan “Elemin” ömründe asla şaka da olsa yalan çıkmamış, kendisini öldürmek üzere katiller tutan azılı düşmanlarının bile mallarını para ve altınlarını koruması için kendisine teslim ettikleri Hz. Muhammed SAV. ana sıfatı doğruluk ve dürüstlüğüdür ki bu bir ayettir. Allah’ın sözüdür.

R.SAV. kendisine peygamberlik gelmeden önce de bir arkadaşı ile falanca yerde şu saatte buluşalım diye sözleşiyorlar. R.SAV. 3 gün anlaştığı arkadaşı ile buluşmak üzere gidiyor. Arkadaşı lmiyor. Dördüncü gün sözünü hatırlıyor. Aynı yere gidiyor ki, Allah’ın sevgili kulu enbiya ve evliyaların sultanı Hz. Muhammed SAV. orada bekliyor. Burada mısınız diyor, Hz. Muhammed SAV. “Üç gündür buraya gelip geri gidiyorum. Size söz verdim, söz senettir. Söz insanı kopmaz bir iple bağlar, borçtur ve haktır” buyurur.

R.SAV.in en büyük özelliklerinden birisi, sözünün eri olmaktır. R.SAV. bir gün Mekkelileri Kabe’de topluyor. Safa tepesine çıkıp Mekkelilere şöyle hitap ediyor; “Ey Mekk ehalkı, şimdi size şu tepenin arkasında düşman var desem, bana inanır mısınız?” Mekkeliler, hep bir ağızdan ‘evet’ derler. “Peki, niçin inanıyorsunuz” deyince, “Çünkü sen ömründe bir kez bile yalan söylemedin. Eleminsin. Allah’ın en doğru kulusun” derler. İşte o zaman yüce İslam dininin peygamberliğini ilan ederken, çok az insan iman ederken çoğu mutegallibe olan halk bizi buraya bunun için mi topladın diyerek dağılıyorlar. Yüce Allah, “Ey Muhammed SAV. Kafirlere uyarı fayda etmez” buyurur. Yunus 101. Ayet. Hakka yönelmeyen kalbe iman girmez. Onun için gerek iman ve inançta, gerekse amel, iş, ibadet- eylem ve işlemlerde yüreğimizde hak korkusu, sağlam iman ve ona dayalı olarak yapacağmızı ameli salih niyetimiz olmalıdır.

*

Görülüyor ki, söz verirken, anlaşma yaparken çok dikkat etmeli. Yerine getiremeyeceğimiz hiç bir kiseye söz vermemeliyiz. Eğer söz vermişsek asla dönmeden onu yerine getirmeliyiz. Az bir dünya menfaati için yalancı duruma düşmemeliyiz. Onun için söz vermeden önce iyi karar vermeliyiz. Sonucunu iyi hesaplamalıyız.

Konuyla ilgili ata sözleri ile yazımıza son verelim:

1-Dünya karşında dursa, verdiğin sözden cayma. Tükürdüğünü asla yalama.

2-Öl, ama, yapamayacağın işe söz verme.

3-Adamakla mal bitmez sözü yalancıların sözüdür. Unutma.

4-Söz, sözleşme vefa ister. Farzdır. Borçtur. Unutma...

Mevlana ne diyor? İnsan suretinde her gördüğünüzü insan sanma. Nice insanlar gördüm sırtında elbise yok. Nice elbiseler gördüm içinde insan yok.

Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.

(SÜRECEK)