Açıklamayı okuyan Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası Çorum İl Başkanı Murat Yurt, kamu işçilerinin maruz kaldığı ekonomik zorluklara dikkat çekti. “Geçim şartları her geçen gün zorlaşıyor' dedik, görmezden geldiniz. En sonunda ise zar zor, lütufmuş gibi bir teklif sundunuz. Bu teklifiniz, bırakın kabul etmeyi, emeğimizi yok saymaktır” diyen Yurt, sadaka değil haklarını istediklerini ifade etti.
Kamuda çalışan işçiler olarak 2025-2026 yılını kapsayan Toplu İş Sözleşme sürecinde hükümet tarafından sunulan kabul edilemez teklife karşı işçilerin tepkisini dile getirmek için bir araya geldiklerini kaydeden Yurt, konuşmasında şunları söyledi:
“Kamu toplu iş sözleşme sürecinde biz işçiler, sosyal diyaloğa dayalı, şeffaf ve çözüm odaklı bir yaklaşım görmek istedik. Ama ne yazık ki siz, işçinin sabrını sınadınız. Üç ay boyunca masaya hiçbir teklif getirmediniz.
Uyardık, ‘geçim şartları her geçen gün zorlaşıyor’ dedik, görmezden geldiniz. Sabırla çözüm bekledik. En sonunda ise zar zor, lütufmuş gibi bir teklif sundunuz. Bu teklifiniz, bırakın kabul etmeyi, emeğimizi yok saymaktır!
Bu nedenle, verdiğiniz rakamları burada, dile getirmeyeceğiz. Ne siz o teklifi vermiş olun, ne de biz duymuş olalım!
Maaşlarımızla bir ayı değil, bir haftayı bile çıkaramıyoruz. Kiralar uçmuş, faturalar gelirken ellerimiz titriyor. Uykularımız kaçıyor. Çocuklarımızın beslenmesini, kitap defter masrafını karşılayamıyoruz. Geçim sıkıntısı bugün kamu işçisinin en yakıcı sorunu haline gelmiştir.
“ZORDAYIZ GEÇİNEMİYORUZ”
Hazine ve Maliye Bakanı kulaklarını tıkamış, halktan, emekçiden kopmuş, bildiğini okuyor. Geçinemiyoruz dedik zordayız dedik defalarca anlattık uyardık yine uyarıyoruz.
Biz bu ülkenin üretim gücüyüz, binlerce çalışan kamu işçisiyiz, görmezden geldiğiniz alın teriyle çalışan işçiler kamu hizmetlerinin temel taşlarıdır. Gece gündüz demeden her koşulda çalışan biz emekçiler sayesinde kamu düzeni aksatılmadan sürmektedir.
Şu gerçek çok iyi bilinmelidir bu mesele yalnızca kamu işçisinin meselesi değil herkesin meselesidir.
Kamuoyunun da bu adaletsizliğe ve aksayacak olan kamu hizmetlerine sessiz kalmayacağı bilinmelidir.
Emekçiyi oyalamak belirsizlik içinde bekletmek sosyal barışa zarar verecektir. Biz işçilerin beklemeye, oyalanmaya, belirsizliğe tahammülü kalmamıştır.
Artık yeter! Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz.
Onurlu bir yaşam, adil bir ücret, güvenceli bir gelecek istiyoruz. Bugün buradayız, iş yerlerimizin önünde bildirilerimizi okuyoruz. Yarın alanlarda olacağız.”

Muhabir: RIFAT KARA