2021 yılı için belirlenen asgari ücret artışını olumlu bir gelişme olarak değerlendiren Saatcı, “Asgari ücretin daha çok artırılmasını arzu ediyoruz. Çünkü asgari yaşam düzeyinin yukarı çıkarılması gerekiyor. Türkiye'de insanların gelir düzeyleri belli gruplarda düşük. Bu grupların insanca yaşayabilecekleri, ailelerinin rahatlıkla yaşayabileceği bir seviyeye çıkartılması gerekiyor. Asgari ücrete yapılmış zammı da bu şekilde yerinde buluyoruz” ifadelerini kullandı. Sağlık çalışanlarının alın terinin karşılığını alabilecekleri bir düzenlemenin zorunlu hale geldiğini dile getiren Saatcı, “Asgari ücret artırıldı ancak sağlık çalışanlarının maaşları eriyor. Sağlık çalışanlarının gelirlerinin süreç içerisinde eridiğini, döner sermayeye bağlı kayıplarının her geçen gün arttığını, dolayısıyla sağlık çalışanlarına yönelik bir düzenlemenin mutlak suretle yapılması gerektiğini söylüyoruz” dedi. Döner sermaye limitlerinin yukarıya çekilmesi ve aynı hizmet kolunda çalışan kişilerin aynı düzeyde ücret almasıyla döner sermaye sistemindeki adaletsizliğin ortadan kalkacağını belirten Saatcı, açıklamasında şunları kaydetti: “Hemşireler farklı hastanelerde farklı ücretler alıyor. Örneğin iki dahiliye uzmanı farklı hastanelerde çalışıyor olmalarından dolayı aynı ücreti alamıyorlar. Çalışanlar arasında makasın açılması, çok farklı ücretlerin alınması doğru değil. Eğitimleri aynı, statüleri aynı, hizmetleri aynı olan, eş değer hastanelerde görev yapan sağlık çalışanları ekonomik, sosyal, özlük hakları açısından da eşit olmalıdır. Bu şekilde sağlık çalışanlarının mağduriyetlerini bir nebze olsun giderebiliriz. Sağlık-Sen olarak her zaman bunu savunuyor ve dile getiriyoruz 3+1 sözleşmeli olarak çalışıp 3 yılını dolduran sağlık çalışanlarının kadroya geçişlerinde bürokrasiden kaynaklı gecikmelerin giderilmesi için Sağlık-Sen olarak, Sağlık Bakanlığı’na başvurduklarını ifade eden Saatcı,"“663 sayılı KHK'nın 45/A (3+1) maddesine tabi sözleşmeli personel, üç yıllık süreyi doldurduğu tarih itibariyle, kadroya geçiş için Bakanlığa müracaat etmektedir. Ancak, bürokratik sürecin tamamlanması birkaç ayı bulmakta ve kadroya geçiş tarihi, üç yıllık sürenin dolduğu tarih değil; Bakanlığın olur verdiği tarih olarak sisteme işlemektedir. Bu duruma bağlı olarak, bir yıllık sürenin tamamlanması da gecikmekte ve sağlık çalışanları, dönem tayini vb. hakları yönünden mağdur olmaktadır. Bakanlığın kendi iç işleyişine bağlı gecikmelerin sağlık çalışanlarına yansıtılmaması gerektiği belirtilen yazıda, sözleşmeli personelin üç yılını doldurduğu tarih itibariyle kadroya geçmiş sayılmaları istendi.” (Haber Merkezi)