Güncel

Prof. Dr. Savaş Arslan, sinemanın tarihini yazdı

Abone Ol

*** Tarihin en görkemli kadın figürlerinden Puduhepa’nın tanıtımını programına alarak Çorum İş Kadınları Derneği ile birlikte İstanbul’da ve Çorum’da kapsamlı iki etkinliğe imza atan T-ONE Derneği’nin Onursal Başkanı Çiğdem Simavi, Yönetim Kurulu Başkanı ise Demet Sabancı Çetindoğan.

*** Yönetim Kurulu’nda, Sevda Elgiz, Hediye Güral Gür, Ali Alkaş ve Essum Aslan yer alıyor. Sema Güral Sürmeli, dernek organizasyonlarında en etkin rol alan üyelerden biri.

*** Ünlü tarihçi Prof.Dr. İlber Ortaylı, Derneğin Danışma Kurulu Başkanı, sanat tarihçi Prof.Dr. Savaş Arslan da Danışma Kurulu Üyesi. “Hitit Ülkesinin Barış Kraliçesi Puduhepa” etkinliğinde ön saflarda yer alması nedeniyle de “Çorum Dostu” olarak bağrımıza bastığımız bir akademisyen.

*** Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Film Tasarımı ve Yönetmenliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Savaş Arslan, bugüne kadar 8 binden fazla filmin çekildiği Türk sinemasının tarihini “Türkiye’de Sinemanın Tarihi” isimli kitapta topladı.

*** Kitapla ilgili değerlendirme yazısında, “Bugüne kadar çekilen 8.000’den fazla filmle Türkiye, dünyada en çok film üretmiş ülkelerden biridir. Bu üretken sinemanın eleştirel bir tarihi olan Türkiye’de Sinemanın Tarihi, hem popüler türleri hem de sanat filmlerini ele alarak, 1896’dan günümüze ülkenin sinema geleneğini bütünüyle ortaya seriyor. Sadece filmler değil, ülkenin kendisine has dağıtım sistemi ve izleme pratiklerini de tüm ilginç yönleriyle resmediyor.” Denilerek şu ifadeler kullanılıyor:

*** “Kitapta Yeşilçam, Savaş Arslan’ın önerdiği yeni bir dönemleştirmeyle, 1950’lerden 1980’lerin sonuna kadar Türkiye’nin popüler film endüstrisi olarak ülke sinemasının zirvesinde ve merkezinde. Başlangıçtan 1940’ların sonuna dek süren Yeşilçam Öncesi dönem, Cumhuriyet dinamikleriyle iç içe serimleniyor. 1990'lardan bu yana Yeşilçam Sonrası evrende şekillenen son dönemin öne çıkan olgularıysa sinemada ‘yeni’ tartışmaları ve dijitalleşme.

*** Günümüzün gitgide çoğullaşan ve genişleyen sinemasal manzarası, kitap boyunca olduğu gibi, ülke ve dünyanın ‘hakikatleriyle’ paralel olarak ortaya konuyor. 200 yılı aşan modernleşme tecrübesi, ulus inşası süreçleri, askerî darbeler, göç, krizler, devalüasyonlar, küreselleşme, dinî ve etnik hareketlerle Karagöz, minyatür ve hikâyeden modern sanatsal formlara geçiş gibi bütün sosyoekonomik, kültürel ve politik bağlamlar sinemayla ilişkilendiriliyor.

*** ‘Kıyamet gibi hakikat’ içeren Türkiye’de Sinemanın Tarihi, hayalle gerçeğin, popülerle sanatsalın, zorlamayla kendiliğinden olanın bir arada varoluşunu eleştirel bir yordamla anlama ve anlatma yönünde bir milat değerinde.” (Haber Merkezi)