Başkalarının duymak istemediğini söylemektir özgürlük.

Başkalarının kızdıklarını söyleyebilmektir özgürlük.

Ülkemiz gibi gerçeklerin üzerine şal örtülmüş bir memlekette, radikal olmadan özgürlüğü yakalamak çok uzak bir ihtimaldir bence.

Özgürlüğün sözlük anlamında; birinin engellenmeden veya sınırlandırılmadan seçebilmesi, yapabilmesi ve hareket edebilmesi durumu diye yazar.

Özgürlüğün bütün tanımlarını bir araya getirip kendi kendimize soralım;

Ne kadar özgürüz?

Politikada özgürlük ise, hükümet baskısından bağımsızlıktır.

Politikacılarımız özgür mü?

Onlar da bu soruya bizim gibi “evet özgürüz” diye hemen cevap veremeyecekler sanırım.

Özelikle AKP’nin milletvekilleri Genel başkanlarının dediklerinin dışına asla çıkamıyorlar.

Ana muhalefet partisi bu konuda biraz daha özgür.

Emeğin ve emekçi halkın çıkarlarından yana olan bir siyasi parti olan CHP yeni bir kurultay yaptı

Adaylar çıktı, konuşmalar yaptılar…

Kazanan Kılıçdaroğlu oldu.

Delege ne kadar özgürdü?

Delege; “partisini kitleler karşısında anlatabilecek insan” demektir.

Sol bir partide delege, “ÖZGÜR İNSAN” olmalıdır!

Bu şu demek; delege, kimi siyaset egemenlerinin “kapıkulu, gözü kapalı taraftarı” olamaz.

Sol bir partide “adamın adamları” olmak, bence siyaset köleliğinden başka bir şey değildir,

CHP’de “adamın adamı” olmamalı.

CHP Çankaya üyesi olarak il-ilçe-kadın kolları seçimlerinde oy kullanmak için gittiğimde kuliste kim kimin adamı, kim kimi destekliyor konuşmaları canımı sıkmıştı.

O zaman aklıma şu soru geldi hemen. Şöyle mi olacak; başkalarının adamı olmayı içine sindirebilen, kendi adamı aday olmadığı zaman partisinin kongresine bile gitmeyen, gitse de oy kullanmayan delege örneklerine mi tanık olacaktık.

Kurultay delegeleri ne kadar özgürdü?

Bana göre sol bir partide en büyük tehlike “adamın adamı olan” delege

CHP sol bir parti olduğuna göre “görüş farklılığı” ve buna dayanan “kanatlar” olacaktır.

CHP’de Genel Başkan seçildi. Sıra alt yapıya geldi.

Teşkilatlara aday olacak herkes kendi adamını üye yapıyor. Kendi kendine gidip üye olanların da bir önemi yok zaten. Onlar kimsenin adamı olmadıkları için önemsiz kişiler, arayıp sormaz kimse.

Malzemede eksik varsa ekmek ne kadar lezzetli olur ki…

CHP’de siyaset yapan her insana saygı duyarım.

Çünkü, bugünün Türkiye’sinde, sol bir partide siyaset yapmak büyük bir cesaret ve yürek işidir!

Çünkü çok kolay ve haksız şekilde “terörle işbirliği” yapmakla suçlanabilir, “vatan haini” damgasını yiyebilirsiniz!

Bu koşullar altında CHP’de “ülke çıkarları ve gelecek neslinin insanca yaşaması” uğruna siyaset yapan, emek veren, bedel ödeyen her insana saygı duyuyorum.

Ancak; siyasette bilgi, bilinç, örgüt disiplini, hepsinden önemlisi geniş halk kitlesi ile buluşarak yapılır.

CHP seçim yaklaşmadan geniş halk kitleleri ile buluşamıyor. Ancak seçim tarihi beli olunca çalışmaya başlanıyor. Teşkilatlar gözden geçirilmeli, adamın adamları değil çalışacak olanlar göreve getirilmeli.

Geç kalınıyor geç!

Her gününüz güzel olsun.