Farkında mısınız? Dünya hukuk tarihine geçecek bir başarıya imza atıyoruz! “İddianamesiz operasyon.”

Diyelim ki bir restorana girdiniz, garson siparişleri aldı, fakat yemek bir türlü gelmiyor. Üstelik hesap fişi masaya bırakılıyor. Şu an bu durumdayız. Ekrem İmamoğlu beş aydır tutuklu, ortada yemek yok, hesap fişi var. Onun için demokrasi kaybetti, adalet kaybetti, iktidar inandırıcılığını kaybetti. Kısacası ülke kaybediyor.

Beş ay geçti, doğrusu halkın sabrı taştı. “Gizli tanık geliyor! İtirafçı gidiyor! Transferler geliyor!” Ama bir türlü iddianame gelmiyor. Doğrusu bu film sıkmadı desem, yalan olur. Hâlâ sabırla bekliyoruz.

Filmin ilk sezonu “İmamoğlu suç örgütü” diye başlamıştı. Tutmadı. Sonra “Aziz İhsan Aktaş suç örgütü” dediler. O da patladı. Zira adam hem AKP ile hem CHP ile al takke ver külah iş yapmış. Yani çift taraflı ceket gibi. Ne taraftan giysen işe yarıyor. Bu tür kumaş az bulunur, kıymetini bilmek lazım!

Dahası bir de suikast hikâyesi çıktı. Suikastçı, Bahçeli’nin dava arkadaşı çıkınca tekerlekler patinaj yapmaya başladı. Senaryo çöpe gitti. Bırak suikastı, söylentisi bile güdük kaldı.

Tutuklu Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney tarihe geçecek bir söz etti: “Suçum Aziz İhsan Aktaş’a iş vermemek.” Buyurun, buradan yakın! Suç tanımı sürekli değişiyor. Önce iş vermek suçtu, şimdi iş vermemek. Yarın tarafsız kalmak da suç olursa şaşırmamak lazım. Haftalık, aylık gazetelerden suç menüleri yayınlansa da insanlar ona göre vaziyet mi alsa?

Başlangıçta işe dört gizli tanıkla başladılar. Tanıkların ifadeleri öylesine komikti ki, en baba mizah dergileri zayıf kaldı. Olmadı deyip “etkin pişmanlık” kartını devreye soktular. Hatta başroldeki İmamoğlu’nu “Yeter ki kötü göster, tahliye bile olursun” dediler.

İddianame çıkmayınca yeni bir cephe açtılar: “Transfer operasyonları.” CHP’li belediye başkanları tek tek AKP’ye geçecekmiş. Ortalık karıştı, belediye başkanları açıklama yapmak zorunda kaldı: “Vallahi billahi geçmiyorum!” diye. İktidar medyası ağzı kulaklarında haber yapıyor: “CHP’li başkanların durumlarına bakıyorlarmış, temizse alıyor, değilse reddediyorlarmış.” Sanırsınız ikinci el araba pazarı, motor sağlamsa alıyorlar, yağ yakıyorsa geri çeviriyorlar.

Sonbaharda siyasetin sertleşeceği söyleniyor. Siyaseti bilmem ama sabrı taşan halkın öfkesinin sertleşeceği kesin. Zira iddianamesiz operasyon, suçsuz suçlu, ısmarlama tanık ile vatandaşın aklıyla alay ediliyor.

Sonuç olarak ülkede ilginç şeyler oluyor. Ortada suç yok, operasyon var. İddianame yok, tutuklu var. Ismarlama tanık var, tanıklık edecek delil yok. Koskoca ülkeyi tiyatroya çevirdiler. Ortada iddianame yok, işi hep fragmanla (tanıtım filmi) ile götürüyorlar. İddianame olmayınca adalet de olmaz. Olanın adı ne derseniz? Sahneden, senaristten, oyunculardan belli değil mi?; “Tiyatro.”