CHP Mersin Milletvekili Sayın Ali Mahir Başarır, Meclis'te “Türk Hava Kurumu Üniversitesi'nde 2016-2017 ve öncesi yıllarda verilen yüksek lisans diplomalarının incelenmesi” amacıyla verilen önerge öncesinde sahte diploma verilen isimleri bir bir açıklıyor. Kimler sahte diploma almış? Diplomalar nasıl bir törenle verilmiş? Yazar-çizer olmanın verdiği merakla inceledik.
Diploma; Bir iş, uğraş ya da sanat dalında yeterliği olanlara, ilgili öğretim kurumunca verilen resmi belgedir. Uygulamaları ile o dalda uzmanlaşırlarsa liyakat sahibi, yani işin ehli olurlar.
Hak edilmeden verilen diploma işin ehline verilmemesi demektir. Haliyle sonuçta da “yarım imam dinden, yarım doktor candan eder” insanı. Çevremize bakalım çektiğimiz acı ve sıkıntıların çoğu ehil, liyakat sahibi olmayan insanların beceriksizliği yüzündendir.
Liyakatsizliğin yanına bir de kâr hırsı, eş, dost, yandaş kayırma girince işte felaketin ortasındasınız demektir.
Sonuçta yer altı maden ocaklarında onlarca işçiyi kaybederiz, gerekçesi; “Bu işin fıtratı” olur.
Depremlerde on binlerce insanımız enkazlarda ecelsiz gider; “Kader planı” olur.
Yanan ormanlar, canlılar, börtü böcek, dere yataklarına yapılan evler, sular altında kalan depremzede çadırları, sele kapılan insanların sorumlusu; “Takdiri ilahi, alın yazısı”…
Tarım Bakanı Vahit Kirişçi bilge açıklamasını yapar! “Kuraklık riski vardı. Bir taraftan 15 canımızı aldı, diğer taraftan toprak suya kavuştu” der, teselli buluruz! Tanrılara kurbanlar veren ilkel insanlar gibi.
Her neyse biz diploma konumuza dönelim. Kimler var sahte diploma alan? Kimler yok ki?
A Haber sunucusu Erkan Tan, Tarım Orman Bakan Yardımcısı AKP Milletvekili Ebubekir Gizligider, Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu Genel Sekreteri Necdet Ada, Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanı Osman Çangal, Sağlık Bakanlığı Müşaviri Gökhan Biçkur, Danıştay Başkanlığı yapmış Hüseyin Hüsnü Karakullukçu da var, eyvah eyvah. Sermaye Piyasası Kurulu’ndan Enes Çelebi… Liste bununla bitmiyor fakat devam edersem benim köşem bitiyor. Liste uzayıp gidiyor. Balığın kavağa çıktığı günleri yaşıyoruz.
Aslında çok zengin bir kültürün mirasçılarıyız; “Baş başa baş padişaha bağlı… Üzüm üzüme baka baka kararır… Aynası iştir kişinin söze bakılmaz… Hoca öyle yaparsa, cemaat böyle yapar” gibi sözlerin yaratıcısı bizim atalarımız.
Yeni anlıyoruz son yıllarda zatı şahaneleri neden ısrarcı? “Ay’a sert iniş yapalım” diye. Türk Hava Kurumu Üniversitesi yeni mezunları ile doğal olarak köye değil Ay’a gider.
Desem ki, madende işçilerimizin, yangında ormanlarımızın, depremde insanlarımızın, selde vatandaşlarımızın çoğu bu liyakatsiz ellerde ecelsiz gitti. Oyunbozan ve suçlu olurum, onun için demiyorum! Bizden istenen üç maymunu oyna. “Görme, duyma, konuşma!” 
Haliyle insan merak ediyor, bu anlı şanlı insanların diplomalarını alırken bir de şanına yakışır tören yapmazsak vallahi ayıp olur! Örneğin Erkan Tan diplomasını alırken Mehter Marşı eşliğinde bir sağa bir sola coşkuyla, sonra diploma verilirken, peşinden topluca bağırsak alkışlarla “Verin mehteri, verin mehteri ver ver ver…” kötü mü olurdu cânım efendim?