En son Hişam amca oğluma geri döndüm. Maalesef o da şehiden ölmüştü. Hiç birisi suyu içemeden şehit oldular.

İnsanlar, müminler, ulu yüce insanlar bunu yapabilir. Kan kaybederken su-su diye yanan kişinin ağzına gelmiş suyu diğer kardeşine ikram etmesi görülmüş bir olay değildir. İsar, ikram, ihsan, bölüşüm ve paylaşımın böylesi görülmüş değildir. İşte sahabide İslam kardeşliği, bölüşüm, ikram bu idi.

R.SAV.in on senelik devlet hayatında 3 milyon 800 bin km2 vatan toprağı işte bu anlayışla elde edilmiş. İrili ufaklı 84 savaşa katıldığını bildiren Hz. Ali R.A. hazretlerinin beyanı ile bütün şehitlerimiz ve düşmandan ölenlerinin toplam sayısı 1.000 kişi yoktu. (Büyük alim Muhammed Hamdullah Hz. Peygamberin savaşları isimi eşi bulunmaz bir cilt eserinde bu anlatılmıştır. Müjdeler olsun ibret alana.)

SÖZÜNDE DURMAK

Ağızdan dökülen sözle değil, yürekten süzülen özle olursa yerini bulur. İşte örnek...

Yine Ruhul Beyan tefsirinden bir örnek:

En büyük sahabilerden R.SAV.in amcası Hz. Abbas R.A.nın oğlu Abdullah anlatıyor: R.SAV.in zamanında Salebe adında son derecede fukara sanki ömrünü mescitte geçiren camiye hep yakın, en önce gelen ve bundan dolayı adama mescit kuşu, cami güvercini diye ad takılan bir zat var idi. R.SAV. bu adama mescidin güvercini adını koymuştu. Öğle namazı idi ki, alnı secdeye konduğunda dizleri de yere hasıra konduğu için nasır tutmuş, başı secdeden dizi yerden sanki hiç kalkmamış gibi lanı ve dizi nasır tutmuştu. Herkes Salebe’nin bu durumuna imreniyordu. Bu durumuyla cami güvercini olan Salebe camiye geç gelmeye ve camiden de erken çıkıp gitmeye başladı.

Bu durum R.SAV.in dikkatini çekiyordu. Bir gün sabah namazı sonu R.SAV., Salebe’yi yanına çağırdı, eski tavrının değiştiğinin sebebini sordu: “Ey Salebe, camiye en son gelmek ve en erken çıkmak münafıklık alametidir. Sana ne oluyor ki böyle yapıyorsun” deyince, Salebe, “Ey Allah’ın kutlu resulü, güneş doğmak üzere evde eşim beni bekliyor. Bir entarimiz var, onu ikimiz paylaşıyoruz. Namaz vakitleri eşimin entarisini ben giyip camiye geliyorum. Onun için camiye geç geliyorum. Sabah namazını eşimin kılması için sırtımdaki entariyi eşime yetiştirmek amacı ile erkenden camiden çıkmak durumunda kalıyorum” deyince, Allah’ın resulü çok üzüldü ve buna bir çare bulalım diye düşündüğü sırada Salebe R.SAV.e yalvararak “Ey Allah’ın sevgili nebisi, benim için rabbimize dua edersen de bize de biraz mal-imkan verse de biz de onun şükrünü eda etsek ne olur ya Resulallah” diye yalvarıyordu.

(SÜRECEK)