“Bir insana tamamen güvendiğinizde iki sonuçtan birini elde edeceğiniz kesindir: Ya yaşam boyu bir dost ya hayat boyu bir ders.”

Güven, insan ilişkilerinin en temel taşıdır. Bir ilişkide güven olmadığında, o ilişkinin sürdürülebilirliği ve sağlıklı bir şekilde gelişmesi oldukça zordur.

İlişki halinde olduğumuz insana karşı duyulan güven hayatı elbette çok daha kolay kılan bir durumdur, ama güven hemen oluşabilen bir duygu değil tabii ki. Güven için zaman, sabır ve emek gereklidir.  Bir insana güvenebilmek için ilk önce karşımızdaki insanın bizi anlayabilecek olmasına ihtiyaç duyarız.  Bizi anladığı zaman ihtiyaçlarımızı doğru algılayacak ve ona göre hareket etmeye meyilli olacaktır.

Güvenin olmadığı yerde de huzursuzlukların çıkması kaçınılmaz hale gelir. Sürekli diken üstünde olma, takip etme, şüphecilik gibi durumlarla karşılaşmak ilişkiyi yıpratır ve işin içinden çıkılmaz bir hale getirebilir. Bu nedenle, ilişkilerde güvenin korunması ve güçlendirilmesi için sürekli çaba gereklidir. İletişimde açık olmak, verilen sözleri tutmak, kararlılık göstermek ve samimiyetle hareket etmek, güveni pekiştiren davranışlardır.

Kurduğumuz herhangi bir ilişkide güvensizlik olduğunu nasıl anlayabilirim?

Özel eşyaları kurcalamak,

Aşırı korumacı davranmak,

Ya da sürekli suçlayıcı ve ya eleştirel davranmak,

Yalnız hissetmek/hissettirmek,

Tepkisel davranmak,

Kıskançlığın rahatsız edici boyutlarda olması,

Gibi durumlar varsa karşımızdaki insanla olan ilişkimizi güven noktasında sorgulamak gerekebilir.

Peki, bu güvensizlik neden olur?

Bunlardan ilki geçmiş hayatımızda yaşadığımız olumsuz deneyimler; travmalarımız, çocukken yaşadığımız ihmal ya da istismar, ya da kötü muamele yetişkinlik hayatımıza da yansımaktadır.

İkincisi ise yalan söylemek; karşımızdaki insanın bize hangi sebepten olursa olsun yalan söylemesi ona karşı olan güvenimizi zedeler ve daha temkinli davranmamıza neden olur.

Üçüncüsü aldatılma; özellikle romantik ilişkilerde karşılaştığımız aldatılma elbette güveni zedeleyen temel olumsuz durumlardan biridir.

Dördüncüsü ilgisizlik; ihmal edilen her ilişki ölmeye mahkûmdur.  İlişkinin temel taşlarından olan ilgi yoksa eğer o ilişkide güvensizlik baş vermeye başlar.

Ve sonuncusu tutarsız davranışlar; hayatımızda kurduğumuz tüm ilişkilerde karşımızdaki insanın ne yapacağını kestiremiyorsak bu noktada tedirgin olmamız çok normaldir. Güven aslında bunu sağlayan en önemli şeylerden biridir çünkü bir sonraki adımı da tahmin etmeyi kolaylaştırır.

Sonuç olarak, güven; ilişkilerin, işbirliğinin ve toplumun vazgeçilmez bir parçasıdır. Güven, bir kere kaybedildiğinde zor geri kazanılabilir, bu nedenle her zaman korunmalı ve değeri bilinmelidir. İlişkilerde ve iş hayatında güveni sağlamak, herkesin sorumluluğudur ve bu sorumluluğun bilinciyle hareket etmek, daha sağlam ve mutlu bir dünya inşa etmemize yardımcı olacaktır.

Sevgiyle kalın..