Daha genel bir ifadeyle İsrail-Filistin gerginliği…

Ve bugün 11’inci gün…

Su yok, elektrik yok, ilaç yok, gıda yok…

Ölü sayısı binleri aştı, yaralı sayısı on binleri...

Çünkü büyük bir vahşet yaşanıyor Gazze’de.

1970’lerden bu yana uluslararası sözleşmelerle yasaklanmış fosfor bombaları yağıyor Gazze üstüne.

Karadan, havadan, denizden bombalanıyor Gazze. Gazze yerle bir ediliyor.

Elektrikler kesiliyor, gaz verilmiyor, aç ve susuz bırakılıyor Gazzeliler. Gazzelilerin Gazze’yi terk etmesi isteniyor.

Siyonizm, Yahudilerin tarihte yaşadığı zulmün biriktirdiği kin ve öfkesini, kan ve barut olarak Gazze’nin üzerine kusuyor.

Siyonizm (Irkçı Yahudi Milliyetçiliği) 1948’den bugüne 75 yıldır Filistin halkını katlediyor, işkence yapıyor, aç bırakıyor, aşağılıyor, topraklarını terk etmeye zorluyor.

Ve dünya, bu utancı seyretmekten bir rahatsızlık duymuyor.         

Ve ABD ve İngilizler sahaya iniyor.

ABD uçak gemisi İsrail’in yardımına koşuyor.

İngiliz savaş gemileri İsrail’in yardımına koşuyor.

Petrolü ve Siyonizm'i korumanın gövde gösterisi yapılıyor.

*     *     *

Ya Arap Dünyası?

Ya İslam Dünyası?

Onlar seyrettiler ve de seyretmekteler. Tıpkı Afganistan’ı seyrettikleri gibi… Tıpkı Irak’ı seyrettikleri gibi… Tıpkı Libya’yı seyrettikleri gibi…

Oysaki İsrailli bir oyuncu, İsrail’i protesto etmiş verdikleri ödülü reddetmişti.

Evet, yıl 2018… Ve İsrailli oyuncu Natalie Portman…

Ülkesinin verdiği Yahudi Nobel’i olarak anılan ve değeri 2 milyon dolar olduğu açıklanan “Genesis Ödülü”nü reddetmişti.

Filistinlilere yapılan katliamlar ve İsrail'in Gazze’ye yaptığı acımasız saldırılar nedeniyle “Vicdanen rahat hissetmeyeceğim” demişti.

Genesis Ödülü, İsrail'in 2014'ten beri verdiği bir ödüldür. Alanlarında çok başarılı olan isimlere ve de özellikle “Yahudi toplumu ve Yahudi değerlerine olan katkılarıyla diğer insanlara ilham veren” kimliklere verilen bir ödüldür.

Ya Birleşmiş Milletler?

Onlar İngiliz politikalarının, ABD politikalarının noteri oldular.

Onlar, Filistin topraklarında Filistin Devleti’nin kuruluşuna izin vermediler.

Ve onlar Gazze’de yaşatılan bu vahşet karşısında suskun kaldılar. Ve de savaşı sanki bir TV dizisi gibi izler oldular.

*     *     *

Oysaki bugün Gazze’ye kin tohumları ekilmekte! Bölgeye kin tohumları saçılmakta!

Esas görülmesi ve sorgulanması, gereken işte bu…

Çünkü Gazze sonrası olabilecekler görülmemekte.

Çünkü iki taraf arasında zaten var olan kin ve nefreti daha da körüklemenin, yeni kin tohumları ekmenin olası riskleri, sonuçları hiç düşünülmemekte.

İsrail, geleceğe damgasını vuracak radikal çıkışların, düşmanlığın altına imzasını atmakta, kin tohumları saçmakta.

Ama İsrail’in Gazze’de ektiği bu kin ve nefret tohumlarının bölgede nasıl bir siyasal iklim yaratacağı ya görülmemekte ya da görülmek istenmemekte.

*     *     *

Oysaki bilinmesi ve de görülmesi gerekir. 1948’den bugüne İsrail’in:

Uluslararası hukuku hiçe saydığının, Filistin topraklarında sürekli yeni yerleşim yerleri açtığının…

Ve de işgal altındaki bölgeleri, 2017'den bu yana da ilhak etme planının devrede olduğunun…

Bunun için de yüz binlerce Filistinlinin, kitlesel olarak yurtlarından sürüldüğünün bilinmesi ve görülmesi gerekir.

Özellikle de:

Abluka ve kuşatma atlında bir açık hava cezaevine dönüştürülen Gazze için, tüm uluslararası çözüm önerilerini reddettiğinin…

Ve  “yetkililerin etkisiz, etkililerin yetkisiz” olduğu uluslararası bir siyasi düzlemde, iki devletli çözümü sürekli reddettiğinin görülmesi ve bilinmesi gerekir.

Oysaki kalıcı ve nihai çözüm, Filistin Devleti’nin kurulmasıyla elbette Filistin ve İsrail’den oluşan iki devletli bir çözümdür.

Dünya halklarının bakışı da budur.