Açıklamada, kamu kaynakları kullanılırken kamuoyunun görüş ve önerilerinin, tenkit ve yaklaşımlarının dikkate alınmasının gerektiği belirtildi.
İDP'den yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bir yanda orman yangınları ve bu yangınlarda şehit olan vatandaşlarımızın acısı, bir yanda artan su sıkıntısının yol açtığı ciddi sorunlar kamu kaynaklarının doğru, yerinde ve etkili kullanılmasının ne kadar önemli olduğunu bize göstermektedir.
Kamu kaynaklarının sonsuz olmadığı hepimizce malumdur. O nedenle sınırlı kamu kaynaklarının kamunun üstün yararı gözetilerek ortak aklın gösterdiği şekilde kullanılması, kamu idarecilerinin en temel görevleri arasındadır.
Yine kamu kaynakları kullanılırken kamuoyunun görüş ve önerilerinin, tenkit ve yaklaşımlarının dikkate alınması, her durumda adalet, liyakat ve istişareden bahsedenlerin asla kaçınamayacağı bir görevdir.
Bu itibarla bilhassa vatan evlatlarını toprağa verdiğimiz orman yangını ve su kıtlığı sorunu gibi durumlar ortada iken Belediye ve diğer kamu kurumlarının uhdesinde olan kaynakların öncelikle bu hassasiyete riayetle harcanmasını beklemek bir seçmen olarak en doğal hakkımızdır.
Elbette Belediyelerin ya da diğer kamu kurumlarının kültür-sanat faaliyetleri olacaktır. Hayatın olağan akışı içerisinde ve genel ahlak kaideleri ve kamu yararı çerçevesinde bu tür faaliyetlerin olması bir açıdan şehrin tanıtımı yönüyle kaçınılmazdır.
Ancak o gün bugün değildir.
Örneklerine daha önce de rastlanıldığı gibi milletimizi derinden sarsan olayların sıcaklığı üzerinde iken eğlence ağırlıklı faaliyetlerin yine ertelenmesini ve iptal edilmesini istemek kamu vicdanını temsil eden sivil toplum kuruluşlarının sorumluluğundadır. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’nin göz ardı edilmemesi de gerekir. Bu bağlamda tabii ki daha uygun bir zamanda yerel sanatçıların desteklenmesinin de yerinde olacağı değerlendirilmelidir.
Bütün bu sorumlulukları hissettiğini bildiğimiz Belediye yönetiminden, Başkanından Belediye meclis üyelerine kadar herkesten bu hususu dikkate almalarını istiyoruz. Şehrin sorumluluğu sadece seçilenlere ait değildir, seçenler de bu sorumluluğu paylaşmaktadır. İdeal yönetim biçimi, toplumsal hassasiyetlerin yoğun olduğu dönemde, acıların hafifletilmesi ve çok daha elzem olan sorunların çözümü için kamu vicdanının gösterdiği şekilde ve doğru önceliklendirme ile hareket edilmesini gerektirir.”