DES İl Başkanı İbrahim Bıçak, 2005-2010 yılları arasında başarısızlıkla sonuçlanan bir uygulamanın tekrar hayata geçirilmek istenmesinin eğitim sistemine ve ülkeye hiçbir faydasının olmayacağını belirterek, söz konusu uygulamanın emek sömürüsü olacağını söyledi.<br /> Demokrat Eğitimciler Sendikası olarak bu çağdışı, iş güvencesiz istihdam şeklini asla kabul etmeyeceklerini vurgulayan İbrahim Bıçak, konuya ilişkin açıklamasında şu görüşlere yer verdi:<br /> “2005 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından Kısmi Zamanlı Geçici Öğretici adıyla 9 aylık sözleşme imzalanarak uygulanan 4-C uygulaması Danıştay tarafından iptal edilmiştir. Öğretmenliğin uzmanlık gerektiren daimi bir meslek olduğu bu kararla ortaya konmuştur. Buna rağmen uygulamadan vazgeçilmeyerek, 4-B daimi sözleşme adı altında öğretmenlerimiz 2010 yılına kadar çalıştırılmış ve birçok mali ve özlük haklarından mahrum kalmıştır. Özlük haklarının bir kısmı mahkeme kapılarında aranmış ve kazanılmıştır. Uygulamanın doğurduğu mağduriyetler bugün dahi devam etmektedir. Geç de olsa 2010 yılında yanlıştan dönülmüş ve bu çağdışı kölelik sistemine son verilerek tüm sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmiştir. O yıllarda verim elde edilemeyen, çalışma huzurunu bozan, öğretmenlerimizin kendilerini mesleğine ve öğrencilerine adayamamasına neden olan bir uygulamanın bugün tekrar uygulamaya çalışılmasının ülkemize, milletimize hiçbir faydası olmayacaktır. Sayın Bakan İsmet Yılmaz’ın yaptığı ilk açıklamaların öğretmenlerin huzurunu kaçıracak türden olmasına bir anlam verememiş bulunmaktayız. Kendisini bazı bürokratların ve danışmanların yanlış yönlendirdiğini düşünüyoruz. Güneydoğu’da öğretmen açığını kapatmak için böyle bir uygulamanın gerekliliği düşüncesi gerçekçi değildir. Mutsuz, huzursuz öğretmenlerle eğitimde başarı sağlanamaz. Öğretmenlerin yurt genelinde dengeli dağılımı rotasyon veya sözleşme gibi zoraki uygulamalarla değil teşvik sistemiyle gönüllülük esasına dayalı olarak yapılabilir. Sayın Bakan İsmet Yılmaz’a ve bürokratlara buradan en hasbi duygularımızla sesleniyoruz, eğitim çalışanlarının önünü göremeyeceği, geleceğini planlayamayacağı kendilerini ve ailelerini huzursuz edecek uygulamaları hayata geçirme gayretinde olmayınız. Unutmayalım ki öğretmenleri mutsuz bir toplum karanlıkta kalır.” <br /> (Haber Merkezi)<br />