İddialara göre, 1993 yılında dönemin Bayındırlık ve İskan Bakanlığından bir heyet köyde meydana gelen heyelanlar nedeniyle köyün taşınacağını söyledi. Bu kararın ardından 74 haneli köyün 40 hanesi belirlenen yere taşınırken, geriye kalan haneler ise mirasçı konumunda olduklarından dolayı köyde yaşamaya devam etti. Zaman zaman devam eden heyelanlar nedeniyle köyde yaşayanların evlerinde çatlaklar, bazı bölgelerde ise derin çukurlar oluşurken, heyelan nedeniyle şebeke suyu bulunmayan içme suyu ihtiyacı ise çeşmelerden karşılanıyor. Köylüler geriye kalan konutlarında yeni yerleşim yerlerine taşınması için yetkililerden yardım istiyor. Ayrıca köyde bulunan şehit jandarma er Kadir Okuyucu’nun mezarı da heyelan nedeniyle uçma tehlikesiyle karşı karşıya. İkipınar Köyü Muhtarı Ali Güler, 1993 yılında bir heyetin köyde meydana gelen heyelanlar nedeniyle taşınacağını söylediğini belirtti. O dönem köyde yaşayan 40 kişinin hak sahibi olduğu için evlerini belirlenen bölgeye taşırken diğerlerinin hak sahibi olmadıkları ve mirasçıları nedeniyle taşınamadığını dile getiren Güler, “1996 yılında taşınma işlemi tamamlanmasına rağmen şu anda geriye kalan 20 hane halen mağdur durumda. Hiçbir devlet kurumundan buraya yardım alamıyoruz. Köyde şebeke suyu yok. Heyelan olduğu için şebeke hattı yapılmıyor. Kadınlar çeşmelerden su taşıyor. Buradaki evlerin tamamının yeni yerleşim yerine aktarılmasını istiyoruz. Köyümüzde şebeke suyu dahi yok. Heyelan olduğu için şebeke hattı yapılamıyor. Köydeki diğer konutların yeni yerleşim yerine taşınmasını istiyorum. Bu konuda devlet büyüklerinden yardım bekliyoruz” dedi. Köyde heyelan olduğu için yaşamanın çok zor olduğunu dile getiren Battal Arslan ise, “Şu anda mağduruz. Evler göçüyor. Geceleri evlerimiz sallanıyor. Bir kısmı taşındı, geri kalan hanelerin de taşınmasını istiyoruz” diye konuştu. Köylü kadınlar ise sularının olmadığını belirterek, köyün alt yapısı olmadığı için köyün her tarafının çamurdan geçilmediğini ve geceleri evde uyuyamadıklarını belirttiler.