Hepiniz pekala bilirsiniz ki, bu dünya işlerinde de, ahiret işlerinde de esas olan hayırlı ve güzel amellerimizde, sosyal, ekonomik her konuda süreklilik, devamlılık, yani istikrar esastır. Kararlılık şarttır. Kötü ve şer işlerde ise zararlı alışkanlıklardan, günahlardan hemen onları terk ederek o pisliklerden kurtulmamız, bizleri yücelten onurlardır.

Ulu rabbimizin kutsal emirleri, sevgili peygamberimizin kutlu öğütleri ve tavsiyeleri, hayırda süreklilik, şerrin ise hemen terki yönündedir. Gerek dünya ve gerekse ahiret işleri olsun hayırlı yol budur. İslam devamlı ileriye bakar. Kötülüklerde ise asla geri dönmez.

Sevgili peygamberimiz “iki günü eşit olan ziyandadır. İbadetlerinizi hemen ölecekmişsiniz gibi yapın, dünyada hiç ölmeyecekmişsiniz gibi çalışın, daima ileriye bakın” buyurmuşlardır.

Demek ki bir sonraki günümüz bir önceki günümüzden daima ileride, faydalı olmalıdır. Bu güzel sözleri, geride bıraktığımız mübarek Ramazan günleri için söylüyoruz.

*

Zamanı durdurmak, hayatı dondurmak, geçen günleri döndürmek asla mümkün değildir. Öyle ise anı, zamanı, ömrümüzü boşa geçirmeden iyi değerlendirmek, bu derdin çaresidir. Geri dönüp eyvah eyvah demenin hiçbir yararı yoktur. Ölen asla geri dönmez. Ancak haşirde, genel dirilmede bekle de gör iş bu kadar açık ve nettir. Ne yazık ki insanlar bunu kesin bildikleri halde her an yanılgı içinde bocalamaktadırlar. Bu yalan ve fani, geçici dünyada elden çıkan her şeyin yerine iadesi mümkündür ama ölen can, geçen zaman müstesnadır.

*

İnsanlar ölür giderler ama eserleri ve iyilikleri ölmez. Ölenler eserleri ile yaşar ve defterlerine sevap yazılmaya devam eder. Bu da insanları ölümsüzleştirir. Ne mutlu ki bunu başarabilen müminlere.

Toplumsal alandaki başarılarımızın güzel iş ve amellerimizin sürekliliği bizim kârımızdır. Özellikle de manevi işlerde; doğruluk, dürüstlük, ahlak, fazilet, adalet, eşitlik, barış, bölüşüm ve paylaşımda özellikle de ahirete ait borçlarımız olan namaz, oruç, hac, zekat, sadaka, yardımlaşma, zikir, fikir, haramdan kaçmak, kul hakkına el uzatmama gibi özellikli işlerde istikrar bizim kurtuluş simidimiz, dünya ve ahiret sigortamızdır.

Ömrümüzün bir yılını daha geride bıraktık. Recep, Şaban, Ramazan, Kadir, Bayram derken hepsi yine geldi, geçti. Ömrümüzden yine zarardayız. Her gelen yıl bir önceki yılı arattırıyor. Dizde derman, dilde ferman azalıyor. Güç yerini güçsüzlüğe, sıhhat yerini hastalıklara bırakıyor. Eskiden gençlikte bir haftada iyileşen bir yara bir ayda hatta 45 günde iyileşiyor. Eskisi gibi de olmuyor. Bunlar hep düşündürücü şeyler. Yaşlılar bunları gençlerden daha iyi anlar. İnşallah anlarlar.

Ramazan bitti, Bayram gitti, ama iş, aş, ibadet bitmedi. Yemeden-içmeden, giyinmeden yaşamak nasıl mümkün değilse ibadetsiz, itaatsiz, çalışmasız da yaşamak mümkün değildir. Unutmayalım ki dünyanın aslı ebedi olan ahiret hayatı içindir. Dünyada huzur, ahirette gurur ancak çalışmakla kazanılır.

*

Ömrümüzün değerlendirilmesi hakkında ulu Allah’ın emirleri ve R.SAV.in ölmez öğütlerine kulak verelim:

Ey Muhammed SAV. Sen inanan müminlere devamlı öğütler ver hatırlat ki senin öğüdün onlara mutlaka yarar sağlar. Ben insanları ve cinleri sırf beni tanısınlar, bana ibadet etsinler, sonsuz nimetlerimi yesinler ve bana şükretsin, dünyada ve ebedi cennette mutlu olsunlar diye yarattım ve onlara hür irade ile serbest bıraktım. İsteyen cenneti, isteyen de cehennemi seçer. Senin görevin insanların cenneti tercih etmelerini tavsiye etmendir. Sen hidayet veremezsin. Hidayeti (kurtuluşu) ancak Allah verir.

Bütün kainatı onların emrine verdim. Sizi rızıklandırdım. İlmi isteyene, zenginliği istediğime ve çalışana verdim. Hakkını ödemelerini sizlere farz kıldım. Ölünceye kadar çalışmayı, ibadeti, itaati, inancı bırakmak yoktur. Hicr suresi 99. ayet ve anlamı.

R.SAV. de buyuruyor ki;

Ey Ümmeti Ashabım!

Şu öğüdümü asla unutmayalım. Sizin en hayırlınız insanlara en yararlı olanlarınızdır. Sizin en üstününüz, ömrü uzun, ameli hayırlarla dolu, ahlakı güzel olanlarınızdır. Sizin en kötünüz ömrü uzun, günah çok, sevabı az, ahlakı kötü olanlarınızdır. Yaşını başını almış olup da hala uslanmamış, günahlar kendisini terk etmiş ama hala o günahların peşinde koşanlarınız kendilerine en büyük kötülüğü yapmışlardır. Derhal tövbe etmelidirler, hayra yönlenmelidirler. Ateşle su, günahla sevap bir yerde durmaz. Beraber olmaz. Yaşlılar benim nurumdurlar. Yaşlıya hürmet Allah’a hürmet, insanlığa saygıdır. Müjdeler olsun bu övgülere layık olanlara.

NETİCE:

Hayat devam ettiği müddetçe ibadet de, kabahat de devam eder. Önemli olan hayırda süreklilik, istikrar, şerden hemen uzaklaşmaktır. İbadetleri ciddiye almak canımız pahasına namazlarımızın kazalarını yapmaktır. Çalışanın başaramayacağı iş yoktur. Sabır, metanet, kararlılık ve süreklilik başarının sırrıdır. Bir karınca ağzına aldığı buğday tanesini kale duvarının dibinden tepesine 99 kere çıkarıyor ve düşürüyor. Usanmıyor, yüzüncüde başarıyor. Az da olsa güzel işlerimiz ibadetlerimiz devamlı olsun. İşlerin en hayırlısı az da olsa devamlıdır buyuruyor R.SAV. Unutmayın okyanus suyunun aslı bir damladır. Damlaya damlaya sel olur, göl olur, ırmak olur, ırmak olur deniz.

Her geceniz Kadir, her gününüz Bayram, ömrünüz mutlu, coşkulu, seyran olsun. Yürekleriniz Ramazan aşkı ile dolsun. Hastalıklar ve benzeri belalar insanlığın üzerinden def-ü ref olsun. İnsanlık selamet bulsun. Aklını başına alsın. Ramazan-ı Şerif’te elde ettiğimiz güzel ahlakı devam ettirelim, bıraktığımız kötü alışkanlıklarımıza da asla geri dönmeyelim. Amin.