Duayen gazeteci Mehmet Yolyapar, son yıllarda, ekonomi biliminin gerçekleriyle taban tabana zıt politikalar uygulanması sonucu ülkenin büyük kayıplara uğradığını, bu kayıpların da dar ve sabit gelirliler üzerinden telafi edilmeye çalışıldığını belirterek, “Gündem, ülke gerçeklerinden uzaklaştırılıyor, örneğin bir hafta toplu iğneyi konuşuyoruz. Oysa, asıl gündemimiz yoksulluk ve hukuksuzluk.” ifadesini kullandı.
Umut Radyo’da canlı yayınlanan “Çorum Güncesi” programında, Meltem Danışman Çınar’ın Çorum’da iflas eden tekstil firmalarını hatırlatması üzerine Yolyapar şu değerlendirmeyi yaptı:
“İlk iki döneminde liberal ekonomik sisteme bağlı kalan ve hatta AB üyeliği yolunda ciddi adımlar atan bu iktidar, ‘ustalık dönemi’ diye nitelenen 2011 seçimlerinden sonraki yıllarda ajandasını açıp ideolojik hedeflerine yöneldi. Ekonomi yönetimindeki kırılmalar ise, 2018 Rahip Brunson ve 2021 Nas inatlaşmaları ile doruk noktaya ulaştı.”
“Rahip Brunson’ı çok kısa süre sonra bıraktık, ama ABD’ye kafa tutmanın bedelini çok ciddi yaptırımlarla ekonomik olarak ödedik. Piyasayı tutabilmek için yüzlerce milyar doları heba ettik. Kur korumalı mevduat sürecinde de çok büyük kayıplar yaşadık. Sonuçta, enflasyonu frenleyemedik, fiyatlar patladı, çalışanların, emeklilerin alım gücü felaket şekilde düştü.”
“Maliyet enflasyonu karşısında, tekstil ve ayakkabı sektörleri, gelişmekte olan ülkelerle rekabet edemez hale geldiler ve özellikle ünlü markalara fason üretim yapan firmalar, çareyi, fabrikalarını Mısır’a, diğer Kuzey Afrika ülkelerine taşımakta buldular. Yani, hem çalışan, kontrolsüz artan fiyatlar karşısında reel olarak eskisinden daha az kazanıyor, hem de işgücü maliyeti Mısır’la, Bangladeş’le boy ölçüşemiyor.”
“Ekonomi yönetiminde yapılan hataları gözardı ederek, tekstil sektörünün çöküşünü analiz edemeyiz. Kaldı ki, enflasyon daha da patlamasın diye dövizin baskılanması, ihracatçıyı da çok zor durumda bırakıyor. Hukuksuzluk ve adalete olan güven duygusunun sarsılması ise, ekonomi dünyasındaki kâbusun tuzu-biberi oluyor.”





