Meltem Danışman Çınar’ın, Çorum Belediyesi’nin tarihi konakları ve mekânları restore ederek günlük hayata kazandırma yolundaki çalışmalarının takdir edildiğini belirtip, “Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, son olarak, 153 yıllık Velipaşa Hanı’nın önümüzdeki yıl restore edilmiş olarak hizmete sunulacağını açıkladı. Bu konudaki değerlendirmenizi alabilir miyim?” sorusunu yöneltmesi üzerine Yolyapar şunları söyledi: “Çorum’a gelen konuklarımızı götürebileceğimiz buraya özgü mekânların olmayışı, öteden beri en büyük sıkıntımız. Uzun yıllardan beri Çorum’un tarihi yapılarının sosyal hayata ve turizme kazandırılması gerektiğini yıllardır yazar dururum. Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Başkanı Çelik Gülersoy’un restore ettirerek İstanbul turizmine kazandırdığı Sultanahmet’teki Soğuk Çeşme Sokağı, benim hep hayallerimi süslemiştir ve Alaybey Sokağı’nı hep böyle tahayyül etmişimdir. Ama bu fırsat kaçırıldı, olmadı.” “Şimdi, Velipaşa Konağı, yanındaki eski Karakol, Kale ve Velipaşa Hanı gibi tarihi mekânların restore edilmesini büyük bir memnuniyetle izliyorum. Tarihe gösterdikleri duyarlılık nedeniyle Başkan Aşgın’ı da, kendisinden önce bu çalışmaları başlatmış olan başkanları da yürekten kutluyorum. Zaten, Belediye’nin son dönemdeki performansını başarılı bulduğumu da açıkça söyleyebilirim. Bu görüşümü, bugün cenazede ayaküstü sohbet ettiğimiz Başkan Yardımcısı İsmail Yağbat’a da ifade ettim.” Meltem Danışman Çınar, 15 Ekim 2020 günlü ÇORUM HABER’in sürmanşetinde yer alan “Çorum’u seven ‘çokbilmişlik’ yapmayı bıraksın ve ‘havalimanımızı istiyoruz’ dışında laf etmesin lütfen” başlıklı yazısını hatırlatarak, konuyu açmasını istemesi üzerine Mehmet Yolyapar şöyle konuştu: “Yozgat Milletvekili, ‘bizim havalimanımızdan Çorumlular da istifade edecek’ şeklinde bir açıklama yapmış. Siyasi güç gösterisiyle ‘yanlış’ yapılmış, asla verimli olamayacak bir yatırımı kurtarmak için Çorumlulardan medet umulmasın. Çorum kendi havalimanını istiyor ve bu hakkını alıncaya kadar da, ben tek başıma kalsam bile haykırmaya devam edeceğim.” “İşin diğer yanına gelince; iyi niyetinden şüphe etmediğim, ama yanlış düşünen bazı kişiler, Merzifon Havalimanı’na ‘Çorum’ adının eklenmesiyle sorunun çözüleceğini zannediyor. Bir kere, Merzifonluların, Amasyalıların haberi bile yokken, askeri üssün sivil uçuşlara açılması için biz çaba harcamaya başladık. Ama bu, kısa vadeli çözümdü ve orta vadede Çorum kendi havalimanını istiyordu. O vade çoktan doldu. Ayrıca, Merzifon sivil uçuşlara açılırken, Çorum adının da geçmesini biz önerdik. O zaman yine siyasi mülahazalarla, Akif abi gücenir denilerek bu konuda ısrar edilmedi. Şimdi ise artık çok geç. Tekrar ediyorum: Çorum sanayi kenti olacaksa, bu, havalimanı olmadan olmaz. Herkes bunu kafasına yazsın.” Çınar’ın, 16 Ekim tarihli ÇORUM HABER’de Bahabey Caddesi’nin ATM fakiri olduğunun dile getirildiğini vurgulaması üzerine de Yolyapar şu değerlendirmeyi yaptı: “Sorun sadece ATM eksikliği değil. Çorum’un önemli meydanlarından biri olan Milönü Meydanı, gereği gibi gelişemedi. Bahabey Caddesi, 5-6 yıl öncesine kadar canlı ve hareketli bir caddeydi. Şimdi Bahabey Caddesi de kan kaybediyor. Bu cadde üzerindeki kafe ve restoranlar, dinlenme mekânları sık sık kapanıyor. Artık Bahabey’in yerine, Eşref Hoca ve Dr. İlhan Gürel caddeleri, yani Binevler yolu kentin en ışıltılı bölgesi haline geldi. Bahabey’in eski canlı sosyal yaşamına kavuşması için, sanırım daha yenilikçi bir anlayışa, huzurlu ve güvenli bir ortama ihtiyaç var.” ÇORUM HABER’in “Bireysel silahlanmaya hayır” başlığının hatırlatılması karşısında da Mehmet Yolyapar, kadın cinayetlerinden maganda kurşunuyla kaybedilen canlara kadar pek çok trajedide silaha kolay ulaşılmasının yattığını ifade ederek, “Silah taşımanın ne kadar tehlikeli olduğunu toplumumuza anlatamıyoruz. Belinde silahınız varsa, en çok itişip-kakışma ile sonuçlanacak bir münakaşada, ya vurmak zorunda kalırsınız, ya da vurulursunuz. Hele de cahilin elinde silah, facia sebebidir. Cehalete ve bireysel silahlanmaya karşı topyekûn bir seferberlik ilan etmek zorundayız.” diye konuştu. (Haber Merkezi)