Yine bir bayram günü iki kardeş el öpmeye gelmişler. Cennetin Mıstıkın elini öpmüşler. Cennetin Mıstık minderin altından beş kuruş çıkarıp büyük kardeşe; on kuruş çıkarıp küçük kardeşe vermiş. Çocuklar tam kapıdan çıkıp giderken verdiği paranın yanlışlığını anlayıp “Ola, ola, hele gelin buraya” diye seslenmiş. Çocuklar belki de yine para verecek ümidiyle geri gelmişler. Cennetin Mıstık:

“Ola o paraları geri verin hele bi*” diye, çocuklara verdiği parayı geri almış. Sonra, paralara iyice bakarak “Ola bu senin” diye on kuruşu büyük kardeşe; “Ola bu da senin. Bak şimdi oldu. Hak yerini buldu. Ola, haydi şimdi gidin” diye beş kuruşu da küçük kardeşe vererek kendince yanlışlığı düzeltmiş.

Çaygeçeli Cennetin Mıstık unutulur mu?

*Fanatik Siyasetçi Mecit Hoca

Çaygeçeli Mecit Hoca, Yazı Çarşı’daki Hamoğlu’nun kahvede seçim konuşmasında, zamanın meşhur siyasetçisine “Ey Silo, her köylüye buzdolabı veriyorsun. Köylü emmi dolabın fişini damdaki direğin çürük kavuğuna mı sokacak? Köylerde elektrik var mı ki buzdolabı dağıtıyorsun?” diye seslenen, kendisi İmam (Din Adamı) olduğu halde fanatik siyasetçi meşhur Çaygeçeli Mecit Hoca unutulur mu?

*Ölüm döşeğindeki Faminaz Teyze

Doksan yaşında öldü diye çenesi bağlanan, ancak cana gelip ilk sözü “Hingal isterem” diye inleyen ve hingali yedikten sonra on beş yıl daha yaşayan, yüz beş yaşında Hak’kın rahmetine kavuşan Çaygeçeli Faminaz Teyze unutulur mu?

*Yazı Çarşılı Sünnetçi Hasan

Ahıska’dan ilk gelenlerin ikinci kuşağındandı Yazı Çarşılı Sünnetçi Hasan. Cumhuriyet ilkokulunun batısında ilk evde ikamet ederdi. Orta boylu, iri kemikli, iri yarı, hafif kambur, Çaygeçe’nin eşrafından sayılırdı. Çocukların sünneti onun işiydi o yıllar...

O yıllar sünneti doktorlar yapmazdı. Bazı sağlık memurları yapsa da Sünnetçi Hasan Ahıskalı daha çok aranan sünnetçiydi. Çorum’un tek sünnetçisi demek daha doğru olur onun için. Çünkü, ihtimal ki Çorum’da sünnet etmediği erkek çocuk kalmamıştır. Örnek: Benim, ağabeyimin, benim çocuklarımın sünnetçisi Sünnetçi Hasan’dır. Ve Çorum’da sünnet konusu açıldığında mutlaka Sünnetçi Hasan’ın ismi geçer. Çorum’da babanın, oğulun ve hatta torunun sünnetçisi, mutlaka Sünnetçi Hasan’dır. Yalnız Çorum’un mu, yakın köylerin ağa çocuklarının sünnetçisi de Sünnetçi Hasan’dır.

Sünnet için hazırlanan çocuğu tutturur, çocuğa “Bak tavana kuş konmuş, kuşa bak kuşa” diye söyler, çocuk tavana bakar bakamaz da usturayı çalardı çocuğun pipisine. Sonra hazırladığı bezi çocuğun pipisine sarar, çıplak büzüğüne bir şaplak vurur, “Oldu da bitti Maşallah” der, hazırlanan yatağa bacaklarını büktürerek yatırır, bacaklarının üzerine de ince bir örtü sererdi.

Ee o yıllardaki şehrin sünnetçisi Yazı Çarşılı Sünnetçi Hasan unutulur mu?

*Yörük Halime Bacı

Çaygeçe’ye sonradan gelip yerleşenlerdendi Yörük Halime Bacı. Benim de bitişik komşumdu.

Halime Bacı uzun boylu ‘tabiri yerindeyse’ çam yarması gibi iriyarı, çok güçlü kuvvetli birisiydi. Eşi yörük Mehmet sessiz sedasız, biraz da hasta olduğundan evin bütün işlerini Halime Bacı yürütür; ailenin yöneticisiydi. Koyunları ve sağmal inekleriyle besicilik yapardı. İneklerini, yaylıma götürülsün diye sığıra katar, koyunlarını da kendisi yaylıma götürürdü. Koyunlarını yaylıma götürürken beline bağladığı azık çıkını dikkat çekerdi. Vücut yapısına orantılı bir de sesi vardı ki, borazandan çıkan ses gibi. Kendi avlusunda konuştuğu zaman, yakın komşuların hepsi duyardı konuştuğunu. Bir kız, beş oğlan anasıydı. Kızı okula bile göndermemişlerdi de, en büyük oğlanla ikinc ibüyüğü ilkokulu bitimiş, dahasına devam etmemişlerdi. Ancak Halime Bacı, sonraki üç oğlanın  mutlaka okumasını istiyor, ısrarla da okuma süreçlerini takip ediyordu. Ortanca oğlan Hasan okuldan kaçtıkça Halime Bacı Hasan’a kızar:

“Üloğ Hasan; ne olacak senin halin layn? Neden okumayıp okuldan kaçarsın layn? Okuyup da g..tü koklu bi artmen de mi (öğrtemen) olamayacaan layn? Eşşoğlu eşşek. Okuldan neden kaçarsın layn?..” diye bağırdığını bütün mahalle duyardı. Oğullarının mutlaka eğitili olmasını isterdi.

Çaygeçeli Yörük Halime Bacı oğulları Ahmet’i, İsmail’i, Hsaan’ı okutamamıştı; onlar sanatkar olmuştu. Ancak son ikiden Mustafa’yı, Hasan’a bağırdığı gibi kültürlü ve iyi bir öğretmen; Ali’yi de Havacı Assubay yapmayı başarabilmişti.

Ee, Çaygeçeli Yörük Halime Bacı unutulur mu? Eğitim gönüllüsü Yörük Halime Bacı ışıklar içinde yatsın, ruhu şad, mekanı cennet olsun...

(BİTTİ)