1. Ödeme Emrine Dava Açılması:

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 55. maddesine göre, ödeme süresi içinde ödenmeyen bir amme alacağının takibi için düzenlenerek muhatabına tebliğ edilmiş olan ödeme emirlerine karşı borçlu tarafından 7 gün içinde ilgili idari yargı merciinde dava açılabilmektedir.

Kanunun 58. maddesine göre ödeme emirlerine ancak;

a) Böyle bir borcun olmadığı,

b) Borcun kısmen ödendiği,

c) Borcun zamanaşımına uğradığı gerekçeleriyle dava açılması mümkündür.

Ödeme emrine karşı dava açma gerekçelerinin sınırlandırılmış olması, tahsil edilmesi gereken safhaya gelen amme alacaklarının sürüncemede bırakılmadan en kısa sürede alacaklı amme idarelerine intikal ettirilmesinin sağlanmak istenmesinden kaynaklanmaktadır.

a) Böyle bir borcun olmadığı yönündeki iddialar:

Kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlunun böyle bir borcunun olmadığını iddia edebilmesi için borcun hukuken hiç doğmaması ya da borç doğduktan sonra tamamen ödenmesi veya sair bir nedenle ortadan kalkması gerekmektedir.

b) Borcun kısmen ödendiği yönündeki iddialar:

Bu iddia borçlunun, borcun varlığını kabul etmekle birlikte, borç tutarının ödeme emriyle talep edilen tutar kadar olmadığını ileri sürmesi durumunda gündeme gelmektedir.

c) Borcun zamanaşımına uğradığı yönündeki iddialar:

Zamanaşımı kanunlarda belirlenmiş olan belli bir sürenin geçmesi nedeniyle bir hakkın elde edilmesi veya bir hakkın kaybedilmesidir. Amme alacaklarının tahsil zamanaşımı 6183 sayılı Kanunun 102. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan madde hükmüne göre amme alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğramaktadır.

Ödeme emrine karşı açılan davalarda yargı mercilerince yürütmenin durdurulması kararı verilmediği müddetçe idarece takibat devam ettirilmektedir.

6183 sayılı Kanunun 58. maddesinin beşinci fıkrasında “İtirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağı %10 zamla tahsil edilir” hükmü yer almaktadır. Madde hükmü ile ödeme emrine dava açan borçlunun tamamen veya kısmen haksız çıkması halinde %10 haksız çıkma zammı alınacağı açıkça belirtilmiştir. Bu düzenleme, ödeme emrine karşı mesnetsiz dava açılmasını önlemeye yönelik bir düzenleme olduğundan, ödeme emrine karşı açılan davaların reddi halinde kesinleşecek kararlar üzerine %10 zam uygulanmaktadır.

Amme borçlusunun ödeme emri ile istenen alacağın tamamına karşı dava açması halinde mal bildiriminde bulunma süresi, ilk derece mahkemesinin nihai kararına kadar uzamaktadır.

Açılan davanın kısmen ya da tamamen borçlu aleyhine sonuçlanması durumunda, borçlunun ayrıca bir bildirimi beklemeksizin ret kararının kendisine tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde ret olunan tutar kadar mal bildiriminde bulunması gerekmektedir.

2. Teminatlı Alacaklarda Takip:

6183 sayılı Kanunun 56. maddesine göre, karşılığında teminat gösterilmiş bulunan amme alacağının vadesinde ödenmemesi halinde borcun 7 gün içinde ödenmesi, aksi takdirde teminatın paraya çevrileceği veya diğer şekillerle cebren tahsiline devam olunacağı hususlarının borçluya bir yazıyla bildirilmesi gerekmektedir. Teminatlı alacaklar için bu madde hükmüne göre takip yapılacağından ayrıca ödeme emri tebliğ edilmemektedir. Borçlu tarafından, amme alacağının 7 gün içinde ödenmemesi halinde, borca karşılık alınmış olan teminat, 6183 sayılı Kanunun ilgili hükümlerine göre paraya çevrilerek amme alacağı tahsil edilmektedir.

3. Kefil ve Yabancı Şahıs veya Kurumların Temsilcilerini Takip:

6183 sayılı Kanunun 57. maddesine göre, kefil ve yabancı şahıs veya kurumların mümessilleri bu Kanun hükümlerine göre ve aynen asıl borçluların tabi tutuldukları usullere göre takip edilmektedir. Asıl amme borçlusundan takip ve tahsili gereken amme alacağının şahsi kefilden müştereken ve müteselsilen aranılması gerektiğinden, bu alacağın takibine asıl borçlu ile birlikte eş zamanlı olarak kefil hakkında da başlanılabilmektedir. Bu takibe 6183 sayılı Kanunun 56. maddesine dayanılarak hazırlanan bir yazının kefile, alma haberli tebliği suretiyle başlanılmakta, yazı ile verilen 7 günlük süre içerisinde ödeme yapılmaması halinde cebri tahsil işlemlerine devam edilmektedir.

4. Haciz Uygulaması:

6183 sayılı Kanunun 62. maddesinin birinci fıkrasında “Borçlunun mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarı tahsil dairesince haczolunur” hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre amme alacağının takibinde haciz tatbiki için borçlunun mal bildiriminde bulunması şart değildir. Kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlunun Kanunda belirtilen süre içerisinde mal bildiriminde bulunmaması halinde, tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul ve gayrimenkul malları ile alacak ve haklarından amme alacağını karşılayacak miktarının haczi yapılabilmektedir. Ödeme emri tebliği üzerine mal bildiriminde bulunmayan borçlunun Kanunun 60. maddesine göre hapsen tazyik edilmesi, borçluya ait malların tahsil dairesince haczine engel değildir.

6183 sayılı Kanunun 69. maddesinde, her amme idaresinin diğer amme idareleri tarafından yapılan hacizlere, alacağı bu haciz tarihinden önce tahakkuk etmiş olmak şartıyla haczedilen mallardan herhangi biri paraya çevrilinceye kadar iştirak edebileceği düzenlenmiştir.

Amme idareleri arasında hacze iştirak edilmesi halinde hacizli malın bedelinden ilk önce haczi yapan dairenin alacağı tahsil olunmaktadır. Artanı hacze iştirak tarihi sırasıyla alacaklarına mahsup edilmek üzere hacze iştirak eden diğer dairelere ödenmektedir.

(... Devam Edecek)