Öncelikle Çağlayangil sistemine açıklık getirelim. İhsan Sabri Çağlayangil esprili kişiliği ile bürokrasimize damgasını vurmuş bir siyaset adamımızdır. 1972 yılında başlayan Dışişleri Bakanlığı görevini iki devrede toplam 7 yıl sürdürmüştür.

Dışişleri Bakanlığına getirildiğinde ilk olarak bakanlık kadrosunu toplamış ve ilginç bir konuşma yapmıştı:

“Bugüne kadar hep içişleri kadrolarında bulundum. Valilik vs. görevler yaptım. Kader beni dışişlerinde sizin başınıza getirdi. İçişlerini biliyor sayılırım, ama dışişlerini bilmiyorum. Bana dışişlerini sizler öğreteceksiniz. Yanlış girişimlerde bulunabilirim. Beni uyarıp önerilerinizi bildirin! Önerilerinizi uygulamasam, daha sonraki seferlerde, öneri sunmaktan vazgeçmeyin” diyor.  

Böylece kısa sayılmayacak bir devre dışişleri bakanlığı görevini başarılı bir şekilde tamamlıyor.

Bu durumu öğrenmem, Sayın Çağlayangil’e beni hayran bıraktı. Yeri geldikçe anlattım. Hatta Gemerek’te kendi iş yerimizde uygulamaya kalktım. Ama sonuç fecaat oldu.

Oğlum Ömer Çenesiz; babasının problemli bir fabrikayı 65 yaşından sonra ayağa kaldırmaya uğraşmasını uygun bulmadığı için şantiye mühendisliğinde deneyimi olan bir mühendis buldu (Biz adına Hüsnü Bey diyelim) ve Gemerek’e getirdi. Ben de orada kadromuzda çalışan yetenekli gördüğümüz elemanlardan altı kişiyi topladım ve bir konuşma yaptım:

“Hüsnü Bey, şantiye mühendisliğini biliyor ama tuğla sektöründe deneyimi yok. Kendisine yardımcı olun, kadromuzun idarecisi bulunmuş olsun” dedim ve İhsan Sabri Çağlayangil’in dışişleri kadrosuna anlattıklarını anlattım. Birkaç gün Gemerek’te kalarak; birbirlerine ısınmalarını sağladığımı sandım ve İstanbul’a gittim.   

Kısa bir süre sonra Gemerek’e döndüğümde öyle yanlışlar yapılmıştı ki; hayretler içinde kaldım.  Eski kadromuzdan sözcü seçtikleri bir eleman, yanlışların Hüsnü Beyin bilgisizliğinden ve inatçılığından olduğunu, hatta bir adım daha ileri giderek içlerinden idarecilik için bir de isim vererek işlerini yürüteceklerini anlattı.

Peki, sonu ne oldu derseniz; Yeni mühendisimizle birlikte eski elemanlardan yarısını değiştirip işi kurtardık.

Ben dışişleri kadrosu ile elemanlarımız arasındaki kültür farkını hesaba katmayarak büyük hata yapmıştım.

En güzel günler sizlerin olsun.