Yazımız 2016 yılının son yazısı oluyor.

Hani masal anlatmaya başlarken;

Az gittim, uz gittim!

Dere tepe düz gittim!

Altı ay bir güz gittim!

Arkama döndüm baktım ki!

Bir arpa boyu yol gitmişim! Derler ya…

Ben de koca sene boyu ne ürettim diye baktığımda gördüm ki; 50 kadar yazı, onların içinde ayrıcalığı olan, sofra dualarıma eklediğim; yazı başlığına aldığım; tümceyi üretmişim.

Gerçi tümce deyip küçümsememek gerekir; Devrinin ünlü şairlerinden Fuzili;

“Selam verdim, rüşvet diye almadılar”

Baki;

“Bu kubbede Baki kalan

Bir hoş seda imiş”  

Gibi birer tümce ile devrimizde yaşayabiliyorlar. Kendimi bu üstatlarla mukayese etmeyeceğimi, okuyucularımın kabulleneceğini umarım.

Rahmetli Lütfiye annem (Dayımızın eşine anne diyorduk) Ramazan gecelerinde komşu kadınları toplar, Teravih namazı kıldırır, küçük siyah deri kaplı, el yazması kitaptan okuduğu nasihatleri anlatırdı. Ben o zaman okula gidip gitmediğimi anımsamıyorum. Okunanlarda; “o bir kimse yol üzerinde bulunan taşı, yürüyenlerin ayağına dokunmasın diye alıp ta kenara koysa, şu kadar sevap kazanır” diyen bir kısım vardı. Ben o zamanın kaldırım olmayan, tozlu yollarından, küçücük ellerimle çok taş topladım. Bunu toplum için harcadığım çabanın ilki olarak sunabilirim.

Bundan sonra girişimlerim oldu. Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel’den plaket bile aldım.

Sonunu iyi getirdiğimi söyleyemem. Çocuklarım ve torunlarımın iyi şeyler yaptıklarını görmek, geleceklerinden umutlu olmam; teselli kaynağımdır.

Geçmişimizde 84 yıl yaşamış erkek yok. Ölümden korkmuyorum bu yaştan sonra yatağa düşmeden, aklı kaybetmeden gelen ölümün nimet olduğunu biliyorum.

Aklı kaybetmeden, sağlıklı uzun ömrü de istemiyor değilim. Topluma hizmet etme fırsatı bulmaktan umudumu kaybetmedim.

Anlattıklarım biraz birbirine karıştı. Ne anlatmak istediğimi Fikrettin Çıplak hocanın 16 Aralık 2016 günü Çorum Haber Gazetesindeki  yazısı daha iyi anlatıyor. Her kesimin okuması, ülkemizden her kesim için faydalı diye düşünüyorum.

Fikrettin Hocanın; yatırımın, istihdamın, üretimin önemini vurgulaması hoşuma gitti.(İsteyen bu yazıyı Çorum Haber Gazetesinin internet sitesinden okuyabilir.)

Bana göre Rahmetli İbrahim Bodur’un “Altın Üçgen” dediği; yatırım, istihdam, üretim günümüzün kutsal sayılacak değerleridir.

*

Aslında yazımız yılın son yazısı olma vasfını kaybetmek üzere…

Çok problemli, çok kayıplı zor bir yılı atlattık. Allah beterinden saklasın.

Gelişmiş ülkeler, dost ülkeler bile anlaşılması zor olumsuzluklar sergiliyorlar.  En kötüsü de hedeflerine varmak için terör odaklarını kullanmalarıdır. Terör kendilerini de zaman zaman vuruyor ama onlardan yana tavır koymayı ehven-i şer görüyorlar.

Bu büyük yanlışın düzeleceğini umuyorum.

İdarecilerimize Cenab-ı Allah’tan güç ve yardım diliyorum.

Önümüzdeki senenin terörden kurtulmuş, bereketli, acılardan kurtulmuş mutlu bir yıl olmasını diliyorum.

En güzel günler ve en güzel yıllar sizlerin olsun.