Hiç şüphe yok ki bu ülkenin çok iyi ve istidatlı insanları var.

İmkân verilirse ve koşullar da elverişli olursa son derece güzel şeyler yapıyorlar. Ve artık belli bir yaşa geldikten sonra o bildiği şeyleri başka insanlara aktarmak için birçok yol buluyorlar. Ya kitaplar hazırlıyorlar, ya kendi alanlarında dersler veriyorlar.

Bu aslında çok doğal ve insana özgü bir şey.

Böylece o sanat, o bilgi nesilden nesile aktarılıyor ve çok kez de üstüne başka şeyler eklenip bir başka evreye dönüşebiliyor.

Yeni bir şey ortaya çıkıyor.

Ayla Algan çok kabiliyetli bir insan. Bunu unutmamak gerek, çok da iyi bir eğitimi var.

Ben bütün kalbimle inanıyorum. Sanat ve sanatsal etkinlikler büyük bir hayat damarıdır. Ve insan da bu yan, bu meziyet vardır. İnsanın bu yanını okşamak gerek.

Ayla Algan’ı ben yaşlarda olanlar o ünlü şarkılarıyla hatırlarlar.

Olimpia’da ilk konseri veren Türk.

Aslına bakarsanız eğitim çok başka kanallarda başlıyor ve daha başka yönlerde devam ediyor, gitgide büyüyen bir istidat.

Hiç beklenmedik bir şekilde ve ani ölümü - ders verirken - birden TV kanalları Ayla Algan ile yapılmış röportajları verdi. Belki O’nun değeri böyle röportajlarla ve onların yeniden yayınlanmasıyla, büyük bir isabetle ortaya çıkıyor.  Yine aynı kanalda, bir kültür ve sanat kanalında Hülya Koçyiğit ile yaptığı bir söyleşiye yer verildi.

Böyle insanları daha çok tanıtmalı ki genç insanlar bu türden insanlara özensinler, o insanlar bir model olsun insanlara.

Ayla Algan,  annesinin teşvikiyle uzun yıllar piyano dersi alıyor. Bu yeter denmiyor. Daha sonra bale dersleri alıyor. Giderek Fransa’da tiyatro okuyor, dersler alıyor.

Beklan Algan’la evleniyor ve Amerika’ya gidiyorlar.

Türkiye’de modern tiyatroyu kuran ve yerleşmesi için büyük emekler veren, birçok oyuncunun kazandırılmasına öncülük ve yardım eden Cahide Sonku ve Talat Artemel gibi daha sonra bu isimler  sinemada da belli bir yere gelecekler, star olacaklardır.

Gençlik yıllarımda İstiklal Caddesi, Taksim’i aşındırmış bir insan olarak hemen aklıma geldi. Taksim’e çıkarken Beklan Algan ı gördüm. Bunu neden söylüyorum. Daha yeni bir kaç gün önce Adapazarı’na Nurseli İdiz ve Nergis Kumbasar bir oyun için gelmişler.

Beklan Algan ile Nurseli İdiz bir efsaneyi sinema sahnesine taşımışlar ve birlikte oynamışlardı: Kız Kulesi’ne ait bir efsane. Kuz Kulesi ile ilgili efsane çok.

Muhsin Ertuğrul, Beklan Algan’ı ve Ayla Algan’ı Türkiye’ye davet eder. Ayla ve Beklan Algan şehir tiyatrolarında oynar. Ayla Algan Hamlet’i oynayan ilk oyuncudur yanlış kalmadıysa belleğimde. Bildiğiniz gibi William Shakespeare’in çok ünlü bir oyunudur bu. Ve o ünlü replik hep akıllardadır. To be or not to be - olmak ya da olmamak.

Dünyanın her ülkesinde sözleri Yunus Emre’ye ait şarkılar seslendirir. Ödül alır.

Daha sonra Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat ödülü sahibi olur.

Kitaplar hazırlar.

Doğan Hızlan köşesine taşımış bu kitabı: Tiyatro Tarihi.

Ve başka bir yazar da ' Yaratıcı Sanat'

Daha sonra ' Deneme Sahnesi' vs. dersleri.

*

Bir sızma sırasında  teröristlerle askerlerimiz arasında çıkan çatışmada şehit olan 9 askerlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve yaralı askerlerimize de Allah’tan acil şifalar dilerim. Bu çetin kış koşullarında önce vatan deyip hudutlarımızı bekleyen Mehmetçiklerimizin ayaklarına taş değmesin.

Ayla Algan 2Ayla Algan 1