Bugün Madımak Katliamı’nın 32. yıldönümü. Ülkemiz insanının vicdanında hiç dinmeyen bir sızının, karanlığın en derin tortularının yıldönümü. 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta, Madımak Oteli’nde yaşanan en vahşi katliamda sadece 35 canımızı değil, aynı zamanda bu ülkenin ortak vicdanını, barışa olan umudunu, birlikte ve kardeşçe yaşama iradesini de ateşe verdiler.

Madımak’ta sadece insanlar yanmadı: “O insanlarla birlikte akıl, bilim, felsefe, inanç, sanat, kültür, özgürlük, insanlık, çağdaş düşünce, sevgi, barış, kardeşlik ve halkların birlikte yaşama umutları da ateşe atıldı.” Bu vahşet sıradan ve rastgele değildi. Zira tarihsel bir hesaplaşmanın ürünüydü. Saldırı, hiç kuşku yok ki Aleviler baz alınarak, Cumhuriyet’e, laikliğe ve eşit yurttaşlık anlayışına idi. Eylemcilerin olay anında “Cumhuriyet burada kuruldu burada yıkılacak” diye slogan atmaları da bunun kanıtıdır. Prof. Dr. İzzettin Doğan’ın deyimiyle: “Madımak, bir otelin yanmasından çok daha ötedir, bu olayla, Türkiye’de laiklik temelinden sarsılmak istenmiştir.” ²

Neden hep Aleviler hedef alınıyor: Çünkü Aleviler gerek kurtuluş savaşında, gerekse Cumhuriyetin kuruluş aşamasında daima Atatürk’ün yanında yer aldılar. Cumhuriyete ve temel değerlerine sadakatle sahip çıktılar. Alevilerin özgürlükten ve eşitlikten yana akılcı duruşları, karanlıktan beslenen güçler için adeta tehdit oluşturuyordu. Onun içindir ki Kerbela’dan günümüze kadar, yüzyıllar süren ötekileştirme zincirinin, halkaları arasında sayıldılar.

Madımak olayı; geçmişte kalan bir vahşet ve felaket değildir. “Unutursak, yanarız yeniden” ³ diyenlerin çığlığıdır. Bu çığlık duyulmazsa hesaplaşmalar tekrar eder. Geçmişte halkı galeyana getirenler, aydın ve sanatçıları hedef gösterenler, güvenlik güçlerini geri çekenler, adaleti işlemez kılanlar, sadece oteli ateşe vermiyor, ülkedeki ortak yaşama idealini de ateşe veriyorlar.

Tarihçi Taner Timur: “Madımak’ta yananlar değil, bu ülkenin vicdanıdır; yangın hala sürüyor.” ⁴

Madımak’ta yanan canlar bir kültürün, inancın temsilcileriydi. Aydın ve sanat insanlarıydılar. Onlara saygının özü: Laik, demokratik ve eşit yurttaşlık temellinde bir ülke, uğraşını hız kesmeden sürdürmektir. Çözümü nefrette değil, sevgide, ayrışmada değil, birleşmede, kin besleme de değil, geleceğin adaletinde aramak gerekir.

Şair Metin Altıok’un: “Ateşi yakanlar değil, söndürmeyenler utansın.” ⁵ Sözü halkın gönlünde, sönmeyen bir meşale gibi hala yanmaya devam etmektedir.

Madımak Oteli bir “Utanç Müzesi” olmalıdır. Zira Madımak’ta ki çığlığı unutan insan olduğunu da unutur.

Kaynaklar: 1- Prof. Dr. Halil Çivi www.ahmetsaltik.net 2- Hürriyet Gazetesi, 2 Temmuz 2013, İzzettin Doğan Röportajı

3-TİHV Madımak Raporları Arşivi 4 -Cumhuriyet Gazetesi, 2 Temmuz 2018, Taner Timur 5 -Metin Altıok Şiirleri ve Sivas 93 Belgeseli