“Kurbağalar gece karanlığında zıplaya zıplaya ilerlerken, içlerinden bazıları önlerindeki çukuru göremeyip içine düşmüş. Diğer kurbağalar, derinden gelen feryatları duyunca geri dönüp çukurun etrafında toplanmışlar ve çaresiz bir şekilde aşağıya bakmaya başlamışlar. Çünkü çukur bir hayli derinmiş ve düşen arkadaşlarının buradan zıplayıp dışarı çıkması pek mümkün görünmüyormuş.

Yukarıdaki kurbağalar, çukurdan çıkmak için çabalayıp duran arkadaşlarının durumuna üzülerek: “Boşuna çabalamayın, çukur çok derin. Dışarı çıkmanız imkânsız!” diye bağırmışlar. Ancak, çukurdakiler onların söylediklerine aldırmayıp çukurun kenarlarına tırmanarak çıkmak için mücadeleye devam etmişler.

Yukarıdakilerin sürekli olarak “Boşuna uğraşıp kendinizi yıpratıyorsunuz, oradan çıkamazsınız” diye seslenmeleri aşağıdaki kurbağaların mücadele gücünü azalttığı için bir kısmı vazgeçip kuyuda ölümü beklemeyi seçiyor, bu nedenle de çukurdan çıkmaya çalışan kurbağa sayısı sürekli azalıyormuş. En sonunda, mücadeleyi bırakmayan tek bir kurbağa kalmış ve söylenenlere aldırmadan çabasını sürdürerek son bir sıçramayla çukurdan çıkmayı başarmış.

Arkadaşları onu kutlamak için başına toplandıklarında, çevresine boş boş bakışından anlamışlar ki, KÜÇÜK KURBAĞA SAĞIRMIŞ. O nedenle de yukarıdakilerin çukura düşenlere yaptığı ve onları çabalamalarından vazgeçiren seslenmelerinin hiç birisini duymamış.”

Bu öyküyü, Cumhurbaşkanının geçenlerde söylediği “Ülkenin makasını değiştirdik.” sözünden sonra ümitsizliğe kapılan ve yeniden lâik, demokratik ve özgürlükçü bir yola girmesi için makasın bir kez daha değiştirilebileceğinden ümidini kaybeden dostlar için yazdım.

Bu ülke insanı yanmış, yıkılmış, her karış toprağı yedi düvelin askerlerinin potinleri altında çiğnenmiş bir durumdaki ülkeyi silkinip ayağa kalkarak yeniden kurup inşa etmedi mi?

Bu ülke “Avrupa’nın hasta adamı” yaftasını üzerinden atıp dünyanın en saygın ülkeleri arasına girmedi mi?

Bu ülke yeniden kurulduğunda erkeklerde %7, kadınlarda ise %0,5 olan okuma yazma oranını %97’lere çıkarmadı mı?

O nedenle hiç merak etmeyin. İsterse değil makası, yeniden üretip treni bile değiştirir.

Yeter ki yüreğindeki umudun çalınmasına izin vermesin...

DÜŞÜNEN SÖZLER:

• Ümidini yitirmiş olanın, başka kaybedecek bir şeyi yoktur. BOLSE

• Gece en karanlık ve ebedi göründüğü zaman gün ışığı en yakındır. Her gecenin bir sabahı vardır. HALİDE EDİP ADIVAR

• Ümit ettikçe özgür, korktukça tutsaksınız. CHE

• Umutsuz insan yoktur, umudunu yitirmiş insan vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim. ATATÜRK

• Yaşıyorsak, hala umut var demektir. MS 65 SENECA

• Umudun tohumu köklendiyse, en güçlü rüzgâr bile onu savuramaz. MEVLANA

• Bizim kalbimiz kırıktır çocuk. Ama biz yine de eksik etmeyiz sol cebimizden umudu... NAZIM HİKMET