“Dünya tedirgin, yorgun ve öfkelidir; buna sebep bir ânın peşinden, tüm derinlikleri dibe kadar aydınlatan ışıktan sonra patlamış ama sönmemiş olmasıdır – tüter, tüter, yanar da yanmaz, bütün bir ebediyet boyunca soğuyacaktır.” Saklı İnsan, Öyküler, Düşüncenin Şiiri, s. 208, Metis Yayın, Andrey Platonov

İçimdeki öfkeli insan da böyle hiddetleniyor haksızlıklara, çözülemeyen düğümlere, sır küpü oyunlara, göz göre göre kandırmalara, kendini akıllı sanmalara, insanın en yüce değerlerinin sömürülmesine. Ve büyük çoğunluğun heba olan geleceğinin insansılar elinde bir ütopyaya dönüşüp, prematüre çocuk gibi kalmasına. Bu kalmaların da sonu gelecek mutlaka ancak torunlarım görebilecek mi? Kuşkuluyum. Yüreklere su serpen çırpınışlar da olmasa yaşamın kendisi de, dünyanın kendisi de sönüp gidecek gözlerimin önünde. Ya da ben sönüp gideceğim, yaşam tınmayacak bile gidişimi. Dünya? O zaten kendi yörüngesinde âşık olduğu yirmiliğin etrafında bir umutsuzun döndüğü gibi, güneşin etrafında dönmeye devam edecek. Kim bilir kaç milyar yıl sonra güneşin de kendi içine gömülüp sönmesine, kendisiyle birlikte etrafında dönen âşıkları da çekerek son bulmasına kadar.

Bu sermaye düzeni, bu anamalcı insafsızlık, insanı sıfırlayıp meta haline sokan gaddarlık, emeği değersizleştiren anlayış, insanı mutsuz kılmak üzerine kurulmuş. İnsan bu mutsuzluğu nedenleriyle birlikte ortadan kaldıracak bir gün. İnancımı hiç yitirmiyorum, kısa süre içinde göremeyecek olsam da. Yağmur olup yağacak bütün bereketiyle. Yaşam çiçeklenecek.

26 Mayıs 2023