Hitit Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ile Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu iş birliğiyle KKTC’nin kuruluşunun 35. yıl dönümü nedeniyle Kıbrıs Türk Millî Mücadelesi (Mücahitlik Anıları)” konulu konferans düzenlendi. Konferansa katılan Yazar İsmail Bozkurt, Kıbrıs meselesi ve Kıbrıs’ın tarihteki önemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Kıbrıs’ın ne olduğunu anlamak için iki şeye bakmanın yeterli olduğunu dile getiren Bozkurt, “Bugün ki Ortadoğu coğrafyasına baktığınızda Kıbrıs’ın ne anlama geldiğini göreceksiniz. Batı literatüründe batmayan uçak gemisi olarak nitelendirilir. Çünkü Ortadoğu’ya ve bugün dünyanın politikasını belirleyen petrol bölgesine hakimiyeti nedeniyle çok stratejik. Tarih boyunca Ortadoğu’da Akdeniz’de güçlü olan her medeniyet, her devlet orayı hakimiyeti altına almaya çalıştı. Osmanlı’nın da yaptığı buydu. İkincisi ise İngilizler yaptıkları alavere, dalaverelerle orasını ele geçirdi. 1960 yılında çekildiği adadan çekilmedi aslında Kıbrıs’tan. Orada kendisine bir toprak tutuyordu. Eğer İngiliz politikasını takip ederseniz anlarsınız. Neden bırakmamış görürsünüz” dedi. Kıbrıs meselesi tartışmalarına da değinen Bozkurt, “Kıbrıs sorunu diye bir şey var. Kıbrıs sorunun farklı tarihlerde başladığı gündeme getirilir. Aslında ne? Dünya tarihine Kıbrıs sorunu 1571 yılında girdi. Niçin ada Osmanlı’ya geçtiği için. 1191 yılına kadar Ortadoğu ve Kudüs’te Hıristiyan varlığı vardı. Kudüs’te bir krallık vardı. Son Hıristiyan krallığı olan Kudüs Krallığını Selahaddin Eyyubi ortadan kaldırdı. Ve Hıristiyanlık Ortadoğu’dan tamamen söküldü. Ama ne oldu Kudüs Krallığını işgal eden veya yürüten Hıristiyanlar Fransız asıllılar Kıbrıs’ı para ile satın aldılar. Ve bunu Kudüs krallığı ile birlikte devam ettirdiler. Dolaysıyla Hıristiyanların Ortadoğu’dan sonra çekildiği nokta Kıbrıs’tır. En ileri noktasıydı ve onlar için de kutsal toprakları olan Kudüs’e en yakın toprak parçası Kıbrıs’tı. Bunun Osmanlılara geçmesi, batılı Hıristiyan dünyası bunu hiçbir zaman hazmedemedi. Nitekim Batı dünyası Kıbrıs’ı almak için teşebbüslerde bulundu. Osmanlı donanması yakıldı. Kıbrıs’ın Osmanlı elinde olması hep sorun oldu. Batı bunu hazmetmedi. Nitekim daha 19. Yüzyılın başında İngiliz Başbakanını beyanatı vardır. Buranın önemiyle ilgili” diye konuştu. Enonisin başlangıcı hakkında da bilgiler veren Bozkurt, “Enosisin başlangıcı 1796 yılıdır. Romanya’nın başkenti Bükreş’te bir harita yayınlandı. Osmanlı yönetiminden kısa bir süre önce ayrılmıştı. Bu haritada büyük Yunanistan’dı. O zaman ortada Yunanistan yoktu ve Kıbrıs Yunanistan’ın bir parçası olarak gösteriliyordu. Mora’da isyan başladı. Benzer isyan Kıbrıs’ta da yapılmak istendi. Ancak Osmanlı bunu engelledi. Ancak 1821 yılında Roma’da toplanan papazlar tarihte ilk kez Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması bildirgesini yayınladılar. Daha sonra Yunanistan kuruldu. İlk Cumhurbaşkanı ilk olarak Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmasını söyledi. Kıbrıs meselesi 1571 yılından beri var. Özü de Hıristiyanlığın burayı Müslüman toprağı olarak hazmedememesi ve Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması. Tüm sorun buradan kaynaklanıyor” şeklinde konuştu. Konferansı Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emre Güler, Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Meral Demiryürek, öğrenciler ve davetliler izledi.