Çorum Emek ve Demokrasi Platformu tarafından Kadeş Barış Meydanı’nda düzenlenen Çorum olaylarının 43. yıl anma programına Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Genel Başkanı Hüseyin Mat, Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Aslan, Pirsultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe, Alevi Kültür Merkezi Derneği Genel Başkanı Seher Şengünlü Yılmaz, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Kurucu Başkanı Turgut Öker, CHP Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız, Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, katliamda hayatını kaybedenlerin aileleri ve çok sayıda yurttaş katıldı.
Hacı Bektaş Veli Vakfı’ndan başlayıp Kadeş Barış Meydanı’nda sona eren yürüyüşün bu seneki talebi de geçen seneki gibi “katliam dosyasının yeniden açılması ve Çorum’a barış anıtı dikilmesi” oldu.
Çorum olaylarında hayatını kaybedenler için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunulmasının ardından olaylarda katledilen Alevi Dedesi Veli Solmaz’ın kızı Naime Nayman ve Dede Şahin Polat tarafından “delil” yakıldı. Devamında ise semah dönüldü.
“ÇORUM’DA BİR İNSANLIK SUÇU İŞLENDİ”
Anma programında Çorum Emek ve Demokrasi Platformu adına hazırlanan basın metnini okuyan Hacı Bektaş Anadolu Kültür Vakfı Çorum Şube Başkanı Nurettin Aksoy, egemen sınıfların Türkiye’nin kapitalizme tam entegre olabilmesi için 24 Ocak kararlarını uygulamak istediğini, bunun önündeki en büyük engelin ise o zamanki toplumsal muhalefet olduğunu belirterek, “24 Ocak kararlarının uygulanabilmesi adına 12 Eylül darbesi yapıldı. 12 Eylül’e giden yoldaki en önemli köşe taşlarından birisi ise 1980’in 3 Temmuz’un da Çorum’da gerçekleştirilen katliamdır” dedi.
Çorum katliamının önce sağ-sol çatışması, sonrasında ise Alevi-Sünni çatışmasına dönüştürülmek istendiğini kaydeden Aksoy, Çorum’da insanlığa karşı bir suç işlendiğini belirtti.
“2 TEMEL TALEBİMİZ VAR”
Çorum’daki emek ve demokrasi güçleri olarak 2 temel taleplerinin bulunduğunu kaydeden Aksoy, bunlardan birisinin katliam dosyasının yeniden açılması ve katliam faillerinin gün yüzüne çıkarılarak “insanlığa karşı işlenen suçtan” yargılanmalarını sağlamak olduğunu belirtirken, ikinci taleplerinin ise kentin uygun bir yerine katliamda hayatını kaybedenlerin isimlerinin yer aldığı bir “barış anıtı” dikilmesi olduğunu söyledi.
(Taner ŞİMŞEK)
