Gerçek Atatürkçülüğün ne olduğunu öğrenmeden, rozet Atatürkçülüğüne soyunarak dini yok saymaya devam edenler bir yanda; milliyetimizi, yani Türklüğümüzü unutturma çabası içindeki BOP İslamcıları diğer yanda...

Yönetenlerin hangi yanlışları yaptığının peşinde koşmaktan başka yeni hiçbir şey üretmeyenler bir yanda, 80 – 90 yıl önce yapılan yanlışları bugünkü partilerin üzerine yamamaya çalışarak halkın gözünde prim yapmaya çalışanlar diğer yanda. Ve tüm bu yapılanları görmezden gelerek körü körüne bunların kuyruğuna yapışıp giden sevgili saf ve temiz insanım ise arkalarında…

Orduya diş geçiremediği dönemde “Bu askerler orada ne iş yapıyor? Askerlik yan gelip yatma yeri değildir.” diye bangır bangır nutuk atanlarla, ülke sınırları dışında Türk bayrağının dalgalandığı tek toprak parçası olan Süleyman Şah türbesini bir gecede söküp getirerek o bayrağı indirenler aynı yanda; bu kadar açık ve alenî geri dönüşleri bile gör(e)meyen çok saygıdeğer insanım ise öylecene saf tutmuş tam arkalarında…

Kuran’ı Kerim’i bir yana bırakarak Arap’ı kutsallaştırıp onun gelenek ve göreneklerini din diye bize kabul ettirmeye çalışan ve eski solcular gibi cemaat cemaat bölünerek arzı endam edenler bir yanda, İslamiyet’in barışçı yönlerini görmezden gelerek tüm Müslümanları terörist gibi görmeye ve göstermeye çalışanlar ise tam öte yanda.

“Hükümetimizin yaptığı duble yollar sayesinde şehitlerimiz memleketlerine daha çabuk ulaşıyor.” diyecek kadar hükümet manyağı haline gelen basın-yayın kuruluşlarıyla, bu haberi duyduğunda hükümetiyle gurur duyan sevgili yurdum insanı bir yanda; tepkisini ‘Şehitler ölmez, vatan bölünmez’den öte geçiremeyen ve de kendisine “Sessizce ölelim lütfen, Türkiye uyuyor” dedirttirecek kadar dalga geçilen acıların çocuğu sevgili halkım diğer yanda…

Baklava çaldığı için 18 yıl hapis cezasına çarptırılan 16 yaşındaki çocuk bir yanda, APO’yu yakalayıp getiren komutana ne olduğu bile açıklanamayan Ergenekon suçlamasıyla 18 yıl ceza veren bağımsız(!) yargımız diğer yanda. Ve 15 yaşındaki çocuğa cinsel tacizden tutuklanan ancak serbest bırakılan dini içerikli yazılarıyla tanınan yazarımız daha da öte yanda…

Eşi ev hanımı olan devlet memurunu zengin kabul ederek çocuğunu Devlet Parasız Yatılı ve Bursluluk Sınavları’na bile sokmayan sözde sosyal devletimiz bir yanda, içinde 100 adet besi hayvanının da olduğu çitliğin sahibini kendine oy verdiği için fakir kabul ederek yeşil kart veren hükümetimiz öte yanda…

Parasızlık yüzünden onarılamayan ve öğrencinin üstüne yıkılmasından korkulan okullarımız bir yanda, Atatürk’ün resmini kitaplardan çıkardıktan sonra 16 milyon adet Devlet Başkanı resmini kuşe kâğıda basarak okulların açıldığı gün her öğrenciye dağıtacak kadar zengin MEB öte yanda…

Sözün kısası herkes bir taraf olmuş gidiyor. Ayırımcılık işlemiş ta ciğerlerimize, kendi doğrularımızı araştırıp bulmak yerine bize sunulanları doğru kabul edivermişiz. Kuran-ı Kerim’de ilk ayet “oku” der ama okumak, araştırmak, hayatı sorgulayarak İslam’ın akıl ve bilgi yönünü bir yana bırakmaktan öte İslam’ın iman yönünü, vicdan yönünü de çoktan unutmuşuz ne yazık ki…

Çekin elinizi dinimden, çekin elinizi Cumhuriyetimden, tarihimden… Yeter artık, biraz da önünüze, geleceğe bakın… Bu toprağın insanının ne padişaha, ne halifeye ne de diktatöre ihtiyacı var. Kendi içinde tüm sorunlarını çözer; yeter ki tek yürek, tek bilek olsun. Yürekleri tarafçılık oyunlarıyla kimse bölmesin; samimiyetleri, vicdanları, saflıkları kirletmesin.

Yaptıkları her işte din kurallarından dem vurarak vicdanlarda yaşanan dinimizi her anlamda kendi siyasetleri için kullanarak kirletenlere ise bir çift sözüm var; elbet herkes bir gün o musalla taşına yatacak ve o kabre konacaktır. Gittikleri yerde ise siyasi güçleri, villaları, uçakları, gemicikleri(!) değil; benlerin, bizlerin ve daha nicelerinin toplu iğne başı kadar dahi olsa helâl etmediğimiz haklarımız sorulacaktır.

Yetti artık bî’taraf görünüp de taraf olanların yaptıkları. Gelin, hep birlikte kaldıralım gözümüzdeki perdeyi. Taraf olalım ama yalandan, hurafeden, haksızlıktan, yanlıştan, sömürüden, cehaletten, adam kayırmadan, aman sendecilikten yana değil; bilimden, adaletten, haklıdan, demokrasiden ve gerçek İslam’dan yana taraf olalım.

DÜŞÜNEN SÖZLER

Bitaraf olan, bertaraf olur. R. Tayyip ERDOĞAN

Samimi olmayı vadedebilirim, tarafsız olmayı asla! GEOTHE

Bu millet ne okumayı, ne dinlemeyi sever. Bu yüzden, vermek istediklerinizi hap gibi sunacaksınız. Bedii Faik

İnsanlar üçe ayrılır: Görenler, gösterince görenler ve asla göremeyenler. Leonardo da Vinci

Dünya çok acı çekiyor... Ama kötü insanların şiddetinden değil, iyi insanların sessizliğinden! Napoleon Bonaparte

İnsanı bedenen ameliyat etmek için uyutmak, ruhen ameliyat etmek için ise uyandırmak gerekir. Tolstoy

Bazı kimseler, merdivenin sonuna kadar eriştikleri zaman onun yanlış duvara dayanmış olduğunu anlarlar. Alta