Yarın ülke tarihinin en önemli seçimi için sandık başına gideceğiz. 21 yıldır açık/kapalı işlenen hurafeci-baskıcı uygulamalara son verme olasılığı yüksek bir tercih yaşanacak.

Neler olmuştu?

•Ülkedeki demokratik yapıların tamamı ortadan kaldırılmış yerine yoruma kapalı, ezberci bir anlayış ikame edilmişti.

•Düşüncenin suç olduğu topluma ezberletildi, toplum adeta düşünemez kılındı.

•Kural tanımazlık, “ben yaptım oldu” anlayışı tüm devlet kurumlarına yayıldı.

•Hukuk kuralları ve demokratik işleyiş, yerini yazılı olmayan şer’i kurallara terk etti.

•Hukuk ve adalet yok oldu, yerine tek adamın sözü egemen oldu.

•Meclis de dahil tüm kurumlarda söz, yetki tek adama devredildi.

•Okullarımızda bilim, felsefe yerine hurafe ikame edildi. Eğitim bitirildi. Okullar okul olmaktan çıkıp medreseye dönüştü.

•Bilimin uygulanmadığı alanda beyinler kururdu; kurudu.

•Önce kadınların başı kapanacak diyen, devamında kız çocuklarının okutulmasını yasaklayan, giderek kadınların ve kızların sokağa çıkmasını engelleyen veya sınırlayan Taliban zihniyeti yerleştirilmeye çalışıldı. Ne var ki yüz yıldır oturmuş olan hukuksal düzen buna tam olarak izin vermedi.

•Buna rağmen iktidar tarafından kollandığına inanan gerici zihniyet kadınlarımıza yaşamı dar etti, horladı, aşağıladı, şiddet uyguladı, kaba kuvvetle hayatından bezdirdi ve öldürdü. “Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun (TKDF) verilerine göre, 2008-2022 yılları arasında 4 bin 86 kadın cinayeti işlendi. 2022 yılında kadın cinayeti sayısı 348’den 381’e çıktı.” Öncesini ve günümüze kadar işlenen cinayetleri de üst üste koyarsak yaklaşık olarak 9.000 cinayet saymak mümkün.

•Kadınlarımız ikinci sınıf insan konumuna düşürüldü, İstanbul sözleşmesi iptal edilerek zaten uygulamada yok sayılan hakları tamamen ortadan kaldırıldı.

•2684 sayılı yasa da budanmak istendi, iktidar partisi mensubu olan kadınların da karşı çıkmasına rağmen kadın haklarına karşı baskıcı zihniyet baskın çıktı.

•Ülke toprakları yerli ve yabancı şirketlere yok pahasına verildi veya ranta açılarak yağmalandı.

•Cumhuriyetin kuruluşundan beri kurulan kamu işletmeleri “özelleştirme” adı altında “batan geminin malları” gibi yağmalandı.

•Baskıcı ve yok edici uygulamalara karşı çıkan yurttaşlar yargı ve ceza marifetiyle susturuldu, cezaevlerine yollandı. Yalnızca Gezi protestoları sırasında 52 yurttaş canından oldu.

•Polis ve bekçi marifetiyle baskının dozu arttırıldı, cinayete varan şiddet vakaları yaşandı.

•Yapılan yağmaları dile getiren gazeteci, yazar ve aydınlar cezaevlerine konuldu. Gezi davası örneği ortada.

•Kamu bankaları boşaltıldı. Önce 128 milyar dolar, devamında 418 milyar dolarlık soygunlar yaşandığı belirlendi. Muhalefetin CB adayı bu paraları geri alacağını meydanlarda bangır bangır bağırıyor. İktidar cephesinden tatmin edici bir karşılık gelmiyor.

•İsraf ve göz boyama amaçlı fuzuli yatırımlar zirve yaptı.

•Altın arama bahanesiyle dağlar çöle çevrildi, göller kurutuldu, ülke yaşanmaz bir cehenneme döndürüldü.

•Tüm bu olumsuzluklar yaşanırken beşli akranların kasası yeşil alarak doldu.

Yarınki seçim yukarda sıralanan, ülke geleceğini zora sokan uygulamalara son verme seçimi olacak. Tüm yurttaşların bütün yaşananları bu akşam gözden geçirmeleri ve tercihlerini kendi akıl süzgeçlerinden geçirerek yapmaları en doğru yaklaşım olacaktır.

Ak koyunla kara koyunun belli olacağı gün 14 Mayıs’tır.

Sorunsuz bir seçim atmosferi diliyorum.

12 Mayıs 2023