Her kuş kendi cinsi ile uçar, kartallar kartallarla, kargalar kargalarla...

Aranızda kartal ile karganın ilişkisini bilenler vardır..

Kartalı gagalamaya cesaret eden tek kuş kargadır. Kartalın üstüne oturur ve boynunu ısırır. Ancak kartal yanıt vermez, karga ile savaşmaz; Kartal zaman veya enerji israf etmez. Sadece kanatlarını açar ve göklerde yükselmeye başlar. Uçuş ne kadar yüksekse karganın nefes alması o kadar zorlaşır ve karga oksijen eksikliğinden düşer.

Kartal insana misaldir. İnsanın merdi, yiğidi, cesuru, korkusuzu kartal gibidir. Nasıl ki kartal tek başınadır; uçarken, avlanırken, yavrusunu büyütürken yalnız kurtsa, bir öncü ve aracıya ihtiyacı yoksa kişi de mücadelesinde tektir.

İnsanın onurlusu ne birisinin himayesine girer, ne de birilerini baştacı eder. Tıpkı kartallar gibidir. Tercihi yalnızlıktan yanadır. Değecek olan şeye değerini verir, değmeyecek olana ne selam verir, ne minnet eder. Yakınında bulunmaz, meclisinde oturmaz. Gücün karşısında asla eğilmez.

Kartalların şanından şerefinden, keskin zekasındandır yüksekten uçmak. Yalnız ve yüksekten uçarlar. Ne bir eş ne bir arkadaş olur yanında. Kayalıklardan bırakır kendisini gökyüzüne ve vadinin zirvesinde en tepe noktasında salınır. Ne şahin, ne baykuş, ne de atmaca onun kadar yüksekten uçar. Ne karga ne serçe kartal kadar asil uçar. Tüm kuşların öncüsüdür lideridir. Karada aslan tüm hayvanların kralıysa havada da kartal kraldır.

İnsan karga olunca ille birilerine saldırır, bencil güdülerle haklı, daha iyi, daha başarılı, daha güzel olmaya çalışır. Kartalın böyle güdüleri yoktur. O savaşmaz, karşı çıkmaz, saldırmaz. O sadece yükselir ve yükseldikçe karga ona ulaşamaz olur.

İnsan şüphesiz ki zayıf bir varlık. İhtirasları, kendi kendisine yetmezliğiyle zayıf. Dünya meşakkatleri karşısındaki dayanıksızlığı, emekleyen zekası ve bönlükleriyle zayıf. Nietzsche’nin tabiriyle “güç istenci”ne olan temayülleriyle zayıf. Güç istencinin zayıflık ve acizliğe karşı geliştirilmiş bir telafi yöntemi olduğunu anladığımız takdirde zayıf demenin sebebini de anlayabiliriz. Üstünlük kompleksi, önemli psikayatristlerden Adler’in dediği gibi aşağılık komplesinden ileri gelir. Aşağılık duygusunu alt etmek için geliştirilmiş bir telafi ve savunma mekanizması olarak iş görür.

İnsan kıskanç ve hasetçidir

İnsan menfaatine çok düşkündür

İnsan çok zalim ve cahildir.

Bir rubaisinde Hazreti Mevlâna:

«Bazen melekler, bizim temizliğimizi kıskanırlar, bazen de şeytanlar kötülüğümüzden kaçar» diye buyurmuştur.

"Öyle insanların yanında ol ki onlarla aynı fotoğraf karesinde olduğun için şükredesin.

Ve öyle insanlara da karşı dur ki o fotoğraf karesinde olmadığına şükredesin...

Öyle bir zaman gelir ki,

O gün birlikte çektirdiğin fotoğraf karesinde, “keşke olmasaydım” dersin.

"Konuşmaya değer insanlarla konuşmazsan insanları,

konuşmaya değmez insanlarla konuşursan kelimeleri yitirirsin.

Sen öyle biri ol ki,

ne insanları,

ne de kelimeleri yitir.”

"Bazı insanlar dua gibidir:

Görünmez ama dokunur sana, duyulmaz ama bırakmaz seni....".

Ne kargalar bitecek ne de kartalın şanlı yükselişi!

Allah kartallarla uçan kartallardan olmayı nasip etsin.

Sevgiyle kalın..