Ankara’ya kar yağdı, tam da baharın ayak izlerini hissetmişken.

Cemreler düştü havaya, suya, toprağa bahar utangaç adımlarla yaklaşırken

Hala soğuk, karlı, umutsuz sabahlara uyanmak…Umuda, bahara  direnenler gibi sanki doğa da aydınlığa, bahara direniyor karlı Ankara gibi…

Pek çok kişi karın cazibesinden,   baharın diriliş, yeniden doğuş, hayata başlangıç ve umutların mevsimi olduğunu unutuyor.

Bence   baharın  cazibesi, güzelliği,  çiçeklerinin kokuları, renkleri, şekilleri daha çok  neşe, enerji, tutku ve umut  getirdiğine inanabilmek , beyaz karların arasında, gelecek günlere inanan karların altında  gülümseyebilen çiçekler gibi .

Ankara’da yaşayanlar, baharın  çiçekleri, özellikle ocak sonlarına doğru Ankara’da Sakarya Caddesinde nergis kokularından anlarız  baharın geleceğini, yaklaştığını anlarız…

Şahi̇ka 4

Yeşil, beyaz,  sarı ve yayılan o güzel nergis çiçeklerinin  kokuları arasında bir de sokak müzisyenlerinin o içten, o samimi, o genç, o umut dolu seslerine karışınca, bir senfoni, karın el değmemiş beyazı ile tutkulu sarısı ve hayatın ham yeşili arasında mükemmel bir uyum. Ve bir süre sonra  toprağın  kokusu gizli bir aşk gibi taze, yayılır Ankara’ya.

Nasıl umutlanmaz insan, her şeyin yeni ve güzel olacağı inancını taşımaz…

Sonbahardan toprağa katışmış tohumlar, toprağa katışmış turuncu güzellikler, toprağı delip geçerek  uzanan ince bir filizi yeşil, sımsıcak günlerin geleceğini anlatır.

Dağların, tepelerin,  sırtlarının gizlediği  rengarenk kır ve dağ çiçeklerinin, bahçemizdeki  leylakların düşünmeye götüren narin gül tomurcuklarını , maviler , morlar , pembeler kır gelinciklerinin tutkulu kırmızısına karışır.

Şahi̇ka 1

Kalp şeklindeki yapraklar, sarhoş edici koku, parfüm ve aşk renkleri  çiçeklerinin ortaya çıkacağı güzel  güneşli günleri hayal edebilmektir, baharın gelişini anlamak, hissetmek, güzel günlere, umuda inanmak…

Kışın  griliğinin arkasındaki renkleri hayal etmek…   Kara bulutların, karabasanların  altında kalmayıp umudu yitirmemektir baharı düşünmek.

Oysa ki  hava  yumuşar, rüzgar sarhoş olur ve  kokusuyla bizi okşar, daha uzun ya da kısa, daha koyu veya daha koyu örgülerle kendini şımartarak, aşkı ve yaşama özlemini uyandırır. Umudu yeşertir. Bir çok kültürde ve inançta baharın gelişi hep kutsanır.

Bayram olur, seyran olur, festival olur.

Hepsi rüzgarla okşanmış, parfümlerini yollarda, ışıklarda taşıyorlar gibi , güneşli çayırlarda,  tıpkı aşkın fısıltılarını dinleyen insanlar  gibi.

Baharı yaşamak gerekir. Kendimizi baharın kokusuna, dokusuna, çiçeklerine, toprağa bakarak, ona inanarak, ondan ilham alarak, yeni insanlar olmayı, canlı, umut, güven, sevgi ve neşe dolu olabilmeyi,   güzel günlere inanmayı…Güzel günlerin elimizde olduğu inancı ile hoş geldin bahar diyelim.

Şahi̇ka 3-1

Ankara