Radyolojide yaşanan bilimsel gelişmelerin sağlık alanında uygulamaları, tanı ve tedavide önemli bir rol aldığını belirten Çiftçi, yaşanan bu pozitif gelişmelerin yanı sıra her teknolojik gelişme gibi kimi radyolojik uygulamaların da olumsuz sonuçları beraberinde getirebildiğini vurguladı. Sağlıklı bir hayat ve yaşam kalitesinin artırılması için yapılan radyolojik uygulamaların kanser başta olmak üzere çeşitli olumsuz sonuçlara yol açabilme potansiyeli taşıması nedeni ile gereksiz tetkiklerden kaçınılması gerektiğini dile getiren Yalçın Çiftçi, hekim kararı ile mesleğinin profesyonelleri tarafında yapılması gereken radyolojik uygulamaların, fayda-zarar dengesi gözetilerek yapılması gerektiğini söyledi.

Gerek sağlıkta dönüşüm ve gerekse performans sistemi ile birlikte artan tetkik ve uygulamalar nedeni ile radyoloji çalışanlarının iş yükünün de arttığına dikkat çeken Çiftçi, sağlıkta kışkırtılmış talebin ve dolayısıyla ortaya çıkan gereksiz tetkiklerin sonucunda, radyoloji çalışanlarının kendi sağlığından olduğunu vurguladı. Radyoloji çalışanları içinde her yıl giderek artan kanser vakalarının önüne geçilmesi için bir an önce ciddi adımlar atılması gerektiğini söyleyen Çiftçi, “Başta dozimetre ölçümleri olmak üzere radyoloji ünitelerinin kontrolleri konusuna hassasiyetle yaklaşılmalı, cihaz modernizasyonları sağlanmalı, uygun havalandırma ve izolasyon ile birlikte yeterli fiziki çalışma koşulları oluşturulmalıdır. Çalışma koşullarının yanı sıra çalışma süreleri de radyoloji çalışanlarının sağlığını tehdit eden noktalardan birisidir.

Radyoloji çalışanlarının günlük mesai süreleri 5 saatten 7 saate çıkarılmıştır. Başta kanser olmak üzere radyasyona bağlı birçok ölümcül hastalığa yakalanma riskini artıran bu uygulama, Türkiye’nin taraf olduğu ”Radyasyonlara Karşı Korunmaya Dair 1960 Sayılı İLO Sözleşmesi”ne de aykırılık teşkil etmektedir. Uluslararası Radyasyondan Korunma Komisyonu (ICRP), Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) ve Avrupa Enerji Topluluğu (AURATOM) gibi birçok uluslararası kuruluşun ilke olarak radyasyon kaynaklarıyla çalışanların günlük çalışma sürelerini olabildiğince asgari seviyeye indirilmesi tavsiyesinin gereği yapılmalıdır.

Radyoloji çalışanlarının “Radyoloji, Radyom ve Elektrikle Tedavi Müesseseleri Hakkında Nizamnamesinin 23. Maddesi” gereğince radyoloji çalışanlarının yıllık sağlık kontrolleri yılda iki kez yapılmalıdır.

Sağlık Bakanlığı tarafından görüntüleme hizmetlerinin taşeron firmalara bırakılması uygulamasından vazgeçilmeli, hizmetler mesleğinin uzmanlarınca, uygun cihaz ve ortamlarda sunulmalıdır. Bu hem halkın sağlığı hem de çalışan sağlığı için vazgeçilmez bir unsurdur.

Tüm sağlık çalışanlarına geçmişe etkili olarak yıllık 90 gün yıpranma payı hakkı verilmesi, tüm ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması ve ücretlerinin iyileştirilmesi tüm sağlık çalışanlarının olduğu gibi radyoloji çalışanlarının beklentilerinin başında gelmektedir.

İnsan onuruna yaraşır bir yaşam ve çalışma koşullarının sağlanması için birlikte mücadele dileğiyle tüm radyoloji çalışanlarının Dünya Radyoloji Gününü kutlarız” dedi. (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim