Türkiye’de siyaset öyle hale geldi ki, insanın havsalası almıyor.

Siyaset öylesine kirlendi ki, siyahın tonları bile çoğaldı.

Hadi beyazı göremiyoruz, ona hasret kaldık ama siyah böylesine mi daha katmerli kirlenecekti.

Günlerdir yazamıyorum.

Konu-sorun kıtlığından değil, aksine çokluğundan yazamadım.

Bir günde beş-altı yazı dahi yazılabilir.

Hangisinden başlamalı diye insan tercih sırasında bile kararsız kalıyor.

TV kanallarında kraldan fazla kralcıların sesi kısılmaya başlamış.

Ama yeterli değil.

Pelikancı’ların görüntüleri azalmış…

Çok önemli değil…

Benim merak ettiğim Saray’ın içindeki tablo…

Saray’ın beslemeleri ne halde?

Saray’ın çıkış kapısına doğru bir hareket var mı?

“İpin ucu kaçtı” diyenlerin sayısı nedir?

Hani normal yaşamda bugünkü tablo ortaya çıksa “Delinin biri kuyuya taş attı, kırk kişi çıkarmaya çalışıyor” denebilir…

Oysa öyle bir şey yok.

Yeraltı dünyasının AKP yanlısı biri (Sedat Peker)çıkıp, cep telefonu videosundan ülkeyi sallıyor…

Diyelim ki, iddiaların yüzde 60’ı hezeyan…

Yüzde 10’u palavra

Yüzde 10’u etken madde (bira-rakı-viski-rom-tekila-votka-cin) saçmalığı…

Yüzde 10’u gevezelik…

Geriye kalan yüzde 10 içinde hiç mi gerçek ve doğru olan iddia yok?

İddialara karşı Saray’ın mutlak hakiminden “tık” yok…

Hedefteki İçişleri Bakanından dişe dokunur bir açıklama dahi gelmedi.

Siyasetçisi-gazetecisi- yargı temsilcisi dilsiz ve sağır…

İçinde bulunduğumuz içler acısı tabloya rağmen…

Bir tek teselli olacağımız durum var…

Allahtan, demokrasimiz “makas değiştirme” noktasına gelmiş değil…

İyi ki halkın, halkımızın, sessiz çoğunluğun demokrasiye olan bağlılığı güçlü…

Yoksa yanmıştık.