Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, yaklaşık 65 yıldır Türkiye'de tasarruf genelgeleri ile kamu harcamalarında kontrol sağlamaya yönelik çalışmalar yapıldığını ifade etti. 
Mali disiplini esas alan bir siyasi yaklaşım içinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığını yaptığı hükümetler döneminde ise 10 adet genelgenin yürürlüğe konulduğunu hatırlatarak, sonuncusunun 30 Haziran 2021 tarihinde yürürlüğe konan bu genelgeler ile kamu harcamalarının belli kurallara bağlandığı belirtildi. 
Yılmaz, son dönemlerde yaşanan gelişmelerin bu alanda daha geniş bir çerçevede ve daha güçlü adımlar atma ihtiyacını ortaya çıkardığını söyledi. Kabine Toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Orta Vadeli Programın güçlendirilmesi doğrultusunda kamuda tasarruf artışı, yatırımların önceliklendirilmesi ve yapısal reformların hızlandırılması hususlarını ifade ettiğini hatırlatan Yılmaz, "6 Mayıs Kabine Toplantısı akabinde 'Kamuda taşıtlar, binalar, haberleşme giderleri, cari harcamalar, hizmet içi eğitim, yurtdışı seyahat, kamu istihdamı gibi alanlarda’ tasarruf kültürünü güçlendirici adımlar atılacağını ve bu yönde gerekli talimatları verdiklerini belirtmişlerdir. 7 Mayıs tarihinde sosyal medya kanalıyla yaptıkları paylaşımda ise ‘bir taraftan üretip yeni pazarlara ihraç ederken, diğer taraftan içeride tasarruf kültürünü yaygınlaştırmamız gerekiyor. Buna kamu olarak inşallah biz öncülük ve rehberlik edecek, daha az kaynak kullanarak daha fazla etkide bulunacak projelere ağırlık vereceğiz' ifadelerini kullanmışlardır. Birazdan sunulacak olan çalışmamız ilgili tüm kurumlarımızın katkısı sonucunda bu talimatın tekemmül ettirilmesi ile oluşturulmuştur" diye konuştu. 
“CARİ AÇIK AZALACAK”
Tasarruf ve verimli kaynak kullanımı konusunda yaptıkları bu güncellemede iki önemli gelişme etkili olduğunu söyleyen Yılmaz, "Birincisi geçen yıl yaşadığımız tarihimizin en büyük deprem afetinin yaralarını süratle sarma ihtiyacımız, ikincisi pandemi sonrası tüm dünyanın gündemi haline gelen enflasyon ile ülkemizin kararlı bir şekilde mücadele etme iradesidir. Bugün sunduğumuz paket tek başına değil, bütüncül bir çerçevede ortaya koyduğumuz, birbirini destekler mahiyette diğer paketler ile birlikte anlam ifade etmektedir. Kamuda tasarruf programımız ile sadece zorunlu olmayan harcamaları azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda kamu tüketim ve yatırım harcamalarında verimliliği esas alıyoruz. Kamu hizmetlerini aksatmadan, güncel ihtiyaçlara odaklanıp önceliklendirme yaparak, yeni yöntemleri ve teknolojileri kullanmak suretiyle birim kaynakla daha fazla sonuç üretmeyi hedefliyoruz" şeklinde konuştu. 
Geçen yıl yaşanan depremlerin ilk aşamada hesap edilen maliyetinin 104 milyar doları bulduğunu bildiren Yılmaz, "Sadece merkezi idare bütçesinden deprem için tahsis edilen ödenek 2023 yılında 960 milyar TL’dir. 2024 yılı başlangıç ödeneği ise 1 trilyon 28 milyar TL olmuştur. Bu ödenekler azalmakla birlikte, önümüzdeki yıl da devam edecektir. Bu büyük ilave yükün bütçe açıkları üzerinde oluşturduğu etki ortadadır. Geçen yıl bütçe açığımızın milli gelire oranı yüzde 5,2 olurken, deprem harcamaları hariç tutulduğunda bu açık yüzde 1,6 seviyesine gerilemektedir. Bu yılın bütçesi hazırlanırken belirlenen yüzde 6,4 oranındaki açığın da önemli bir kısmı deprem bağlantılı harcamalardan kaynaklanmaktadır. Kamuda tasarruf ve verimlilik paketi toplum olarak depremin yaralarını sarma konusunda milli dayanışma sergilediğimiz bir dönemde, deprem harcamalarından en küçük bir fedakarlık yapmadan kamu dengelerini sağlıklı bir zeminde sürdürme politikamızı yansıtmaktadır. Bu vesileyle depremde kaybettiğimiz canlarımıza tekrar Allah’tan rahmet diliyor, bu zorlu süreçte depremzede kardeşlerimizin yanında olan kamu, özel kesim ve sivil toplumdan her bir kişi ve kuruluşa teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. 
Yılmaz, ortaya koydukları yeni paketin bir yandan deprem bağlantılı çalışmalara güç verirken, diğer yandan halkın temel sorun olarak gördüğü enflasyon konusunda yürüttükleri kararlı mücadeleye katkı sunduğunun altını çizdi. 
Enflasyon ile mücadelede para politikalarının yanı sıra maliye politikaları ve yapısal reformlar önem taşıdığını vurgulayan Yılmaz, Orta Vadeli Programın da bu temel çerçeve ile şekillendirildiğini aktardı.  Kamunun tasarruf yapması ve verimliliği artırmasının daha az bütçe açığına, daha az kamu borçlanmasına ve faiz yüküne, makro tasarruf oranının artmasına ve daha az cari açığa yol açacağını ifade eden Yılmaz, “Talep yönlü katkısının yanı sıra, bitme aşamasına yakın projelere, sulama ve rekabet gücünü artırıcı altyapılara yoğunlaşan kamu yatırımları arz yönlü artışla da enflasyon ile mücadelemizi güçlendirici etkide bulunacaktır” açıklamalarında bulundu. 
Orta Vadeli Programın enflasyonu düşürmeye yönelik politikalarının yıllık bazda belirgin sonuçlarını bu yılın ikinci yarısında görmeye başlayacaklarını belirten Yılmaz, “Gelecek yıl yüzde yirminin altında, 2026 yılında ise tek haneli enflasyona ulaşmaya kararlıyız. Geçmişte başardık, yine başaracağız. Bunu sağlarken büyümeyi, istihdamı ve sosyal dengeleri azami oranda gözetmeye devam edeceğiz. Amacımız, istikrar içinde büyümek ve kalıcı sosyal refah artışı sağlamaktır. Bu paket ve izleyen diğer çalışmalarımızla geçen yıl olduğu gibi bu yıl da bütçe açığının milli gelire oranını başlangıçta öngörülenin altında gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Geçen yıl milli gelire oranla yüzde 6,4 olarak tahmin edilen bütçe açığı, yıl sonunda yüzde 5,2 olarak gerçekleşmişti oldukça olumlu bir performans sergilemiştir. Bu yıl sonunda da benzer bir oranda iyileşmeyi hedefliyoruz. Harcama disiplininin yanı sıra, tahsilat oranlarını artırma ve kayıt dışılıkla daha etkin mücadele gibi yöntemlerle, kamu gelirlerinde sağlayacağımız iyileşme de bu hedefimize katkıda bulunacaktır” şeklinde konuştu. 
Bugün sunulacak olan tasarruf ve verimlilik paketinin geçmişten bazı farklılıklar da arz ettiğine dikkat çeken Yılmaz, “Geçmişten çıkardığımız derslerle bu dönem aldığımız tedbirleri daha sıkı bir izleme sistemi ile hayata geçireceğiz. Ayrıca hesap verebilirlik mekanizmalarını güçlendirerek, haklı bir gerekçeye dayanmayan sapmaları engellemeyi amaçlıyoruz. Bugün ilan edilen programın hayata geçirilmesinde idari ve kanuni olmak üzere iki ayaklı bir çalışma yürütülmektedir. Kanun gerektirmeyen hususlar konusunda hazırlıkları son aşamaya gelmiş olan genelge taslağı kısa bir süre içinde (bu hafta) Sayın Cumhurbaşkanımızın onayına sunulacaktır. Kanun gerektiren hususlarda ise grubumuz ile yürütülmekte olan hazırlıklar Meclisimizin takdirine arz edilecektir” dedi. 
Yapılacak idari düzenlemelerin tüm kamu kurum ve kuruluşlarını kapsayacak bir anlayış içinde hazırlandığını vurgulayan Yılmaz, “Genelgemizde tek istisna, konumu gereği TBMM olacaktır. Bu konuda Meclis Başkanımız kendi uhdesinde benzer bir çalışma yürüttüğünü ifade etmişlerdi. Yaptığımız görüşmelerde Meclisimiz tarafından alınan önlemlerin sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılacağını da öğrenmiş bulunuyoruz. Kendilerine bu anlamlı tutumları için şükranlarımızı sunuyorum. Kanuni düzenleme gerektiren hususlarda parti farkı gözetmeksizin tüm grupların desteğini beklediğimizi özellikle ifade etmek istiyorum” ifadelerini kullandı. 
  Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, tüm bu çalışmalara vizyonu ve güçlü siyasi iradesi ile yön veren Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şükranlarını sunarken, çalışmalarda titiz bir hazırlık yürüten Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek ve ekibi, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığına da teşekkür etti. 
ŞİMŞEK: “TEDBİRLER TÜM 
KAMUYU KAPSAYACAK”
“Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi” çerçevesinde konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Ambulans, savunma ve güvenlik gibi alanlarda zorunlu ihtiyaçlar hariç yeni araç satın almayı ve kiralamayı 3 yıl süreyle durduruyoruz. Mevcut kiralık taşıt sözleşmeleri de izin alınmadan yenilenmeyecek" dedi. 
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde “Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi”ni kamuoyuyla paylaştı. Bakan Şimşek burada yaptığı konuşmada, en önemli önceliklerinin hayat pahalılığını bir sorun olmaktan çıkarmak ve enflasyonu tek hanelere indirmek olduğunu söyledi. 
Şimşek, tasarruf paketinin geçmişteki uygulamalardan farklı kılan 3 tane husus olduğunu belirterek, “Birincisi Ortada Vadeli Programın özüne uygun olarak kamuda verimliliği arttırarak tasarrufu arttırmak istiyoruz. İkinci olarak da bu paketle birlikte çok güçlü bir izleme, denetleme, raporlama ve yaptırım modelini hayata geçiriyoruz. Son olarak da tedbirler bütün kamuyu kapsayacak şekilde uygulanacaktır. Yani merkezi ve mahalli idareler, kamu iktisadi teşebbüsleri, döner sermayeler, fonlar, bütün kamu bu tedbir paketinin kapsamındadır” açıklamasında bulundu 
Mali disiplinin ülke için önemine de değinen Şimşek, mali disiplinin kalıcı fiyat istikrarı için önemli bir destek mekanizması ve önemli bir politika olarak gördüklerini aktardı. Şimşek, asıl amaçlarının ise mali disiplini sağlayarak ülkedeki dengeleri, ekonomik temellerini sağlamlaştırmak olduğunu kaydetti. 
“SEKİZ ÖNCELİKLİ 
ALANDA TASARRUF”
Harcama tedbirlerinin üç temel ekseni olduğunu söyleyen Bakan Şimşek, bunların bir tanesinin kamuda tasarruf, diğerinin bütçede harcama disiplini, bir diğerinin ise kamu yatırımlarında verimlilik olduğunu söyledi. Kamu tasarruf alanlarına bakıldığında ise 8 öncelikli alanda yoğunlaşıldığını dile getiren Şimşek, “Burada taşıtlar, binalar, kamu istihdamı, idari yapılanmada etkinlik, yurtdışı geçici görevlendirme giderleri, enerji ve atık yönetimi, haberleşme giderleri, diğer cari harcamalar başlıkları altında bir yoğunlaşma var” diye konuştu. 
İlk başlıklarının kamuda taşıtlar konusu olduğunu söyleyen Şimşek, taşıt alanında Kamu Filo Yönetim Sistemi’yle kamuda taşıt sayısı ve kullanım standartlarını belirlediklerini ifade etti. Şimşek, “Bu alanda etkinliği arttırıyoruz. Bu sistem taşıt alma kullanım ve tasfiye süreçlerini bütüncül bir anlayışlar yürütmeyi sağlayacaktır. Plaka bazlı olarak satış envanterini ve taşıtlarla ilgili harcamaları takip edebileceğiz. Taşıtların yaşı kilometresi ve yıllık kullanımını izleyeceğiz ve verimli kullanımını sağlayacağız” şeklinde konuştu. 
Kurumların taşıt alanındaki tasarruflar çerçevesinde sisteme veri girişine başladığına da dikkati çeken Şimşek, “Bu sistem şu anda hayata geçmiş durumda, veri girişi de başlamış durumda. Bu sistemden hedefimiz ilerleyen aşamada taşıtların ortak bir havuzda toplanarak kurumlar arası kullanıma zemin hazırlanmasıdır. Biraz zaman alabilir ama buna ilişkin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızla çalışmamız devam ediyor” değerlendirmesinde bulundu. 
“YENİ ARAÇ ALMA VE KİRALAMA 
3 YIL SÜNEYLE DURDURULUYOR”
Kurumların yeni araç alma ve kiralamaları hakkında da düzenlemeler yaptıklarını dile getiren Şimşek, “Ambulans, savunma ve güvenlik gibi alanlarda zorunlu ihtiyaçlar hariç yeni araç satın almayı ve kiralamayı 3 yıl süreyle durduruyoruz. Mevcut kiralık taşıt sözleşmeleri de izin alınmadan yenilenmeyecek. Üçüncü olarak bütçe dışı kaynaklardan taşıt kullanımını da çok sıkı kurallara ve izne tabi tutuyoruz. Ayrıca kanunla izin verilenler haricinde yabancı menşeli araç kullanımını da sonlandırıyoruz. Dördüncü olarak ihtiyaç fazlası olan veya ekonomik ömrünü tamamlamış taşıtları tasfiye edeceğiz. Bunun için özelleştirme idaresini görevlendireceğiz. Son olarak savunma ve güvenlik hariç toplu taşıma olan yerlerde kamuda personel servisi hizmetini sözleşme bitiminde bitirmeyi hedefliyoruz” ifadelerine yer verdi. 
“YENİ BİNA YAPIMI VE 
ALIMI 3 YIL DURUYOR”
İkinci ana başlık olarak kamu binalarının kullanımı hakkında düzenleme yaptıklarını söyleyen Şimşek, “İlk olarak deprem riski olanlar hariç yeni bina alımı ve yapımını 3 yıl süreyle durduruyoruz. İkinci olarak, daha önce kamu binalarına kişi başı metrekare standardı getirilmişti. Bunun etkin bir şekilde uygulamasını sağlayacağız. Mevcut binaların da kurumlar arasında etkin bir şekilde kullanılmasını sağlayacağız. Üçüncü olarak yeni bina kiralanmasına izin vermeyeceğiz. Mevcut kiralamaları da peyderpey sonlandıracağız. Dördüncü olarak doğal afet ve güvenlik ilgili olanlar hariç yeni lojman ve sosyal tesis alımını yapımını ve kiralanmasını süresiz olarak kaldırıyoruz. Beşinci husus, savunma ve güvenlik hariç mevcut sosyal tesisleri ekonomiye kazandıracağız. Binalarla ilgili son husus ise lojman kiralarını ve sosyal tesis ücretlerini rayiç bedelleri dikkate alarak gözden geçireceğiz” açıklamasında bulundu. 
“3 YIL SÜREYL EYENİ PERSONEL 
ALIMI EMEKLİ OLANLAR KADAR”
Kamu istihdamı alanında personel alımlarının da tasarruf tedbirleri çerçevesinde ele alındığını belirten Şimşek, “Kamu istihdamıyla ilgili birinci husus 3 yıl boyunca emekli olanlar kadar yeni personel istihdamı sağlayacağız. İkinci olarak açıktan atama izinleri bütçe kanununda net olarak belirlenecek. Üçüncü olarak destek personel sayısını zaman içerisinde, belli bir program dahilinde azaltmayı hedefliyoruz. Dördüncü olarak kamuda esnek ve uzaktan çalışma modellerini daha da geliştireceğiz. Son olarak kamu çalışanlarının aldığı yönetim kurulu ücretlerine de sınırlama getiriyoruz. Mevcut mevzuata göre kamuda çalışanlar sadece bir yerden yönetim kurulu ücreti alabiliyor. Burada bir değişikliğe gitmiyoruz. Yapılacak düzenlemeyle yönetim kurulu ücretlerine üst sınır getireceğiz” dedi. 
“YENİ KURUMLAR 
KURULMAYACAK”
İdari yapılanmada etkinliği esas alacak kapsamlı bir çalışmayı başlattıklarını vurgulayan Şimşek, kamuda yeni kurumlar kurulmasının önüne geçeceklerini, idareler arasındaki görev dağılımını gözden geçirerek mükerrer yapılanmaları önleyeceklerini kaydetti. Şimşek ayrıca bakanlıkların yurtdışı ve taşra teşkilatlarını faaliyet yoğunluklarını dikkate alarak gözden geçireceklerini aktardı. 
Hizmet içi eğitimlerin kamu tesislerinde yapılacağını da söyleyen Şimşek, bu çerçevede yapılacak etkinliklerde otellerin kullanılmayacağını, sadece kamu tesislerinin kullanılacağını söyledi. Şimşek, yurtdışı geçici görevlendirmelerini sınırlandırdıklarını da belirterek, “Buna yönelik harcamalar başlangıç ödeneğini hiçbir şekilde aşmayacak. Bu çerçevede bu kaleme başka ödeneklerden aktarım yapılamayacak” dedi. 
Enerji ve atık yönetiminin de Türkiye için çok önemli bir alan olduğunu söyleyen Şimşek, “Enerjide dışa bağımlılığımızın ne kadar yüksek olduğu hepinizin malumu. Bu alanda verimliliği tabi ki önemsiyoruz. Kamuda enerji verimliliğini daha da arttıracağız. Önümüzdeki dönemde yenilenebilir enerji kaynaklarından, enerji verimliliği noktasında atacağımız ilave adımlarla tabi ki tasarrufa gitmeyi ümit ediyoruz” şeklinde konuştu. 
Kamuda haberleşme ve iletişim giderlerinde dijitalleşme yoluyla tasarrufa gideceklerini ifade eden Şimşek, “Elektronik yazışmaya geçişi tamamlayıp, elektronik tebligat sisteminin kullanımını yaygınlaştırıyoruz.  Kurumsal arşivlerin elektronik ortama taşıyoruz. Yayın ve rapor ve benzeri tanıtım amaçlı dokümanları basmak yerine elektronik ortamda paylaşılmasını sağlayacağız” açıklamasında bulundu. 
“TEMSİL VE TANITMA 
ÖDENEĞİ KESİNTİSİ”
Bakan Şimşek, 2024 yılı temsil ve tanıtma ödeneklerinden yüzde 25 kesinti yapacaklarını söyleyerek, “Devam eden yıllarda bu kesintili ödeneği baz alacağız. Dolayısıyla bu süreklilik arz edecek bir kalem. İkinci olarak uluslararası toplantılar ve milli bayramlar hariç gezi, kokteyl, yemek ve benzeri faaliyetler düzenlenemeyecek. Üçüncü olarak kamu kurumlarının ajanda, takvim, plaket ve eşantiyon türü hediyeler vermesini yasaklıyoruz. Dördüncü olarak zorunlu haller hariç mobilya tefrişat ve ofis donanımı gibi demirbaş alımlarını 3 yıl süreyle durduruyoruz. Ayrıca makine ve teçhizatlar ekonomik ömrünü tamamlamadan elden çıkarılamayacak. Son olarak kamu alımlarının Devlet Malzeme Ofisi aracılığıyla yapılmasını esas hale getireceğiz” diye konuştu. 
“ALIM VE YATIRIM 
ÖDENEĞİ AZALIYOR”
Bütçede harcama disiplini oluşturacaklarını ve bunu sıkı bir şekilde denetleyeceklerini söyleyen Şimşek, “Bu sene için deprem ve sorunlu harcamalar hariç mal ve hizmet alım ödeneklerine yüzde 10, yatırım ödeneklerinde ise yüzde 15’lik bir kesintiye gidiyoruz. Bütçede harcama disiplini derken ayrıca birkaç hususun altını da çizmek istiyorum. Tek seferlik gelirlere dayalı kalıcı harcama programı yapılmayacak. Yatırım projeleri bütçe ödeneğine göre yürütülecek. Yani bu sene hiçbir bakanlık ödeneklerini aşamayacak. Çünkü biz kendilerine ilave ödeme yapmayacağız. İl özel idarelerine merkezi yönetim kapsamındaki yatırım ödemeleri hakediş karşılığında yapılacak. Şu anda başından itibaren bu aktarım oluyordu. Bunun yerine hakedişler geldikçe bu aktarımları yapacağız. Harcama disiplininde önem verdiğimiz diğer bir alan da harcamaların gözden geçirilmesidir. 2021 yılında bütçedeki bütün harcama alanlarını belirli bir öncelik dahilinde gözden geçireceğiz. Bu çerçevede önümüzdeki yıldan itibaren verimsiz olanları sonlandıracağız” dedi. 
Kamu yatırımlarında da önceliklendirmeye gidecekleri bilgisini veren Şimşek, “Yatırım ödeneklerinde yapacağımız yüzde 15’lik kesintiyi bu öncelikli alanlara kanalize etmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda fiziki ilerlemesi yüzde 75’in üzerinde olan yatırım projelerini, deprem riski nedeniyle gerekli olan yatırım projelerini, Kahramanmaraş ve Hatay depremleri sonrasında planlanan projeleri, tarımsal alan başta olmak üzere gıda arzını arttıracak projeler, yeşil ve dijital dönüşüm ile OSB liman- demiryolu bağlantılı projelerini önceliklendireceğiz. Çünkü bütün bu bahsettiğim alanlar enflasyonla mücadelede katkı sağlayacak, ülkemizin rekabet gücünü arttıracak, ülkemizde verimliliği arttıracak alanladır” ifadelerini kullandı. Şimşek, zorunlu haller dışında da kamu yatırımında yeni projeler almayacaklarını da belirtti. 
Bakan Şimşek, sadece tedbir almanın yetmediğini, bu tedbirleri sıkı bir şekilde denetlemelerini sağlayacak sistemin olması gerektiğini de vurgulayarak, “Bu noktada biz de bir sistem geliştirdik. Bu sistem kamu idarelerinin tasarruf tedbirlerine uyum noktasında veri girişi ve raporlama yapılmasını gerektiriyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı ise bu tedbirleri Bilgi Sistemi ve Kamu Filo Yönetim sistemleriyle bu süreci takip edecek.  Burada tasarruf tedbirlerimize istisnasız tüm kamu idarelerimiz ve personelimiz uymak zorundadır. Tedbirlerin uygulanması ve harcamaların mevzuata uygunluğu Bakanlığımızca izlenip denetlenecek, Cumhurbaşkanlığımıza ve ilgili kurumlara raporlanacaktır. Burada bir hesap sorma ve yaptırım süreci de var.  tasarruf genelgesi ve mali mevzuata aykırılık tespit edilirse Cumhurbaşkanlığımız ve ilgili idareler idari yaptırım ve para cezası uygulayabilecek” değerlendirmesinde bulundu. 

Editör: İHA AJANS