Rahmetli Kamer Genç’in ölümünden iki yıl önceydi (galiba).

Hangi televizyon kanalıydı, hangi programdı, sunucusu kimdi anımsayamıyorum ama konuklar, bu gün gibi aklımda ve gözümün önünde…

Dört konuktan ikisi Kamer Genç ve Mehmet Gül; karşılarında da Sırrı Sakık ve Murat Bozlak…

Sakık, her zamanki bildiğimiz Sakık; Kürtçü, kindar, bölücü ve saldırgan…

Program boyunca, hedefine aldığı Kamer Genç’e saldırıp duruyor.

Konu nasıl o noktaya geldi, yine tam anımsayamıyorum ama birden Kamer Genç’e döndü; “Siz Atatürk’ü savunarak soykırıma uğrayan Dersimli Kürtlere ihanet ediyorsunuz.” dedi.

Kamer Genç bu, altta kalır mı?

Anında verdi yanıtını;

“…O kullandığınız cümlede, bir kaç tane büyük yalan var. (Dikkatinizi çekerim;’YANLIŞ’ demiyor Kamer Genç,’YALAN’ diyor.)

Birinci yalanınız; Dersim bir ilin değil bölgenin adıdır ve benim ilim Tunceli, Cumhuriyetle beraber Tunceli olmuştur.

İkinci yalanınız, Dersim’de olanlar soykırım değil; yeni kurulan bir devletin, başkaldıranlara karşı önlem almasıdır.

Bir başka yalanınız ise Tunceli asla Kürt değildir.

Biz Hazar kökenliyiz.

Dilimiz de sizden farklı yani ne Kırmançi ne de Zazaca konuşuyoruz.

Bırakın artık bu yalanları…

Bırakın artık, insanlarımızın kafasını karıştırmayı…

Bırakın artık bu bölücü söylemleri…”

… …

Çok bozulmuştu Sakık Beyefendi, son bir hamle yapıp; “Seyid Rıza’ya ne diyeceksin?” dedi.

Ona da yanıt verdi Kamer Genç.

“… İngilizlerin oyununa gelmiş bir zavallıdır Seyid Rıza. Kaldı ki;

Tuncelililerin o dönemki önderi, Atatürk’ün yoldaşı olan Diyap Ağadır...

O yıllarda Şeyh Said ve Seyid Rıza’yı kullananlar; şimdi de sizleri ve PKK’yı kullanıyor.”

Rahmetli’nin bu yanıtından sonra, Sırrı Sakık, karşı saldırıya geçip, sesini yükselterek ortamı germeye ve bir şeyler söylemeye çalıştı.

Stüdyo karıştı, karşılıklı sataşmalar, suçlamalar başladı…

Neyse…

Ben Rahmetli Kamer Genç’i anlatmak için, Rahmetlinin; o gün, o programdaki tavrını ve dillendirdiklerini anlatmak istedim.

O, “Ben Atatürk ve Cumhuriyet sayesinde okuyup milletvekili oldum. Cumhuriyet olmasa kuldum.” diyecek kadar mert, yürekli ve dürüst bir insandı…

Bu toplumun, bu ülkenin Kamer Genç gibi insanlara gereksinimi var.

Bugün özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde, Kamer Genç gibi bilinçli yurtsever yurttaşlarımız, iki elin parmak sayısı kadar bile değilse; bu suç, sadece yörenin insanlarının değil, aynı zamanda DEVLETİN SUÇUDUR.

Devlet, devlet olup, yöre insanını eğitmeyi beceremediği için; yöre insanı, PKK’nın tuzağına düşüyor.

Yöre insanını, sömürgeci devletlerin maşası PKK’nın elinden kurtarmanın tek yolu; eğitim, eğitim, eğitimdir.

Eğitimin tek ve tartışmasız adresi de Köy Enstitüleridir.

En kısa sürede, yeniden açılmalıdır Köy Enstitüleri…