Ortada ne gerçek bir toplu iş sözleşmesi görüşmesi ne de toplu pazarlık masasının bulunduğunu ifade eden Yaşar, sadece Türk halkının önünde bir tiyatro oynandığını dile getirdi.
Hem ekonomik alandaki kötü gidişatın hem de hak ve özgürlükler alanındaki baskı ortamının zirve yaptığı koşullarda 7 Haziran genel seçimlerinin gerçekleştirildiğini anımsatan Yaşar, “Türk halkı, gelecek kaygısıyla sandığa gitti ve AKP’nin giderek otoriterleşen 13 yıllık iktidarına son verdi” ifadelerini kullandı.
Emekçiler, yurtseverler, tüm sömürülenler, aydınlar, kısaca geniş halk kitlelerinin AKP’nin baskıcı rejiminden kurtulup rahat bir nefes almayı beklerken, Türkiye’nin emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin yarattığı yeni bir kaos ortamına sokulduğunu belirten Yaşar, “Kamu çalışanlarına dayatılan sözde toplu iş sözleşmesi düzeni tam bir kurmaca ve aldatmacadır. Bu sistem Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşma ve sözleşmelerdeki taahhütlerine aykırıdır ve çağdaşlıktan uzaktır. Çağdaş ülkelerdeki sendikaların ve çalışanların sahip olduğu hiçbir hak ve özgürlük Türkiye’deki kamu sendikalarına ve kamu çalışanlara tanınmamıştır” dedi.
(Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim