Zor şartlar altında kışı geçirme mücadelesi veren Türkiye’nin şimdi de ekonominin can damarı ve üretim üsleri durumundaki Organize Sanayi Bölgelerinde üç günlük enerji kesintisiyle karşılaştığını belirten Cıdık, “Yılbaşından bu yana sanayide kullanılan doğalgaza %50’nin üzerinde bir artış yapılmışken, üstüne üstlük tedarikte de büyük sıkıntılar yaşanırken, Türkiye’nin sadece siyasi alanda değil, ekonomik alanda da nasıl bir yönetim kriziyle karşı karşıya kaldığı açıkça görülmektedir” dedi.  
Yüksek fiyat artışlarına rağmen yeterli gelir artışına sahip olmayan işçi, memur ve emeklinin bu kış şartlarını geçirmekte iyice zorlandığını kaydeden Cıdık, açıklamasının devamında şunları söyledi:
“Yapılan araştırmalara göre, ülkemizde dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 4.924 TL’ye yükselmiş bulunmaktadır. Daha yeni tespit edilmiş, büyük bir artış olarak takdim edilmiş olan asgari ücret ise 4.250 TL idi. Kısa zamanda, açlık sınırı ile asgari ücret arasındaki fark üzüntüyle belirtiyorum ki 674 TL olmuştur. Tabii ki, bu durumda daha ucuza ekmek alabilmek için Halk Ekmek kuyruklarında sıra beklemek zorunda kalmaktadır. 
Bu şartlarda kışı geçirmek mücadelesi içinde olan ülkemiz, şimdi de ekonominin can damarı üretim üsleri durumundaki Organize Sanayi Bölgelerinde, üç günlük enerji kesintisiyle karşılaşmış bulunmaktadır.
Üç gün boyunca OSB’lerde hiçbir üretim yapılamayacak, verilen taahhütler yerine getirilemeyecek, bunlara gelecek cezalar yüklenilecek… Bu durumda OSB’lerde faaliyet gösteren  sanayi kuruluşlarının, doğal olarak ülkemizin ekonomik zararı milyar dolarları bulacak. Yapılan hesaplamalar doğru ise sadece demir çelik ve otomotiv sektöründe bu ekonomik kaybın 1 milyar doları bulacağı söylenmektedir.
Yılbaşından bu yana sanayide kullanılan doğalgaza %50’nin üzerinde bir artış yapılmışken, üstüne üstlük tedarikte de büyük sıkıntılar yaşanırken, Türkiye’nin sadece siyasi alanda değil, ekonomik alanda da nasıl bir yönetim kriziyle karşı karşıya kaldığı açıkça görülmektedir.  
Doğalgaz ve elektrik zamlarının yanında yaşanacak olan kesintiler, şüphesiz ki tüketicinin karşısına zamlı ürünler olarak çıkacaktır. İşte o zaman hükümet, şimdiye kadar olduğu gibi mesul olduğu sonuçları görmezden gelerek üreticilerin fahiş fiyat uyguladığını, ya da stok yaptığını iddia ederek yine sorumluluktan kaçmaya çalışacaktır. Veya sorumluluğu “dış güçlere” yüklemek isteyecektir.
Aslına bakılırsa, muhalefet partilerinin muhalefet yapmasına bile gerek kalmadı. İktidar, kendi bürokratları ve kendi içindeki gruplar tarafından adeta bir oyuna getirilmekte, siyasi geleceği riske atılmaktadır. Doğalgaz rezervlerinin zamansız, ölçüsüz ve tedbirsiz kullanılması… Zamanında sözleşmelerin yenilenmemesi… Mevsimsel şartların neler getirebileceğinin tahmin edilememesi… Planlama anlayışını terk etmek marifetmiş gibi gösterilerek plansız ve programsız harcama alışkanlığı… vs. Yani, iktidar sadece döviz rezervlerini değil doğalgaz rezervlerini de eritmiş. Sonuç: Sebepleri ne olursa olsun, enerji kesintisi nedeniyle, Türkiye çapında, OSB’lerde üretim sömestre tatiline çıkarıldı. İnşallah, sonumuz hayırlı olur, bu tür kesintiler tekrar yaşanmaz. Bu ülke hepimizin.
Türk lirasının reel değeri, ölçülmeye başladığı yıldan bu yana, 2001 krizini de geride bırakarak en düşük seviyesini görmüştür.
Kişi başına düşen milli gelir, dünya savaşı ve gördüğümüz 4 darbe dönemi de dahil hiçbir zaman görülmedik şekilde 7 yıl arka arkaya düşmüş bulunmaktadır. Bu ölçümde, Türkiye üçüncü dünya ülkeleri arasına hızla düşmektedir.
Ülkemizde manzara maalesef böyledir. Evet.. Bu manzaraya göre, Türkiye kelimenin tam anlamıyla “kara kış”ı yaşamaktadır. “Kara kaşa” aşıkken, kara kışı böylesine yaşamak, düşündürücü değil mi?” (Haber Merkezi) 
 

Editör: TE Bilisim