I

Yazıda bakıştığımız onca harf arasında kim bilir kaç tanesinin uzayda yitik yıldızların ışığı olma ihtimali şiiri şaşırtmaz şüphesiz. Hiçlik eşiğinde gerçekliği düşlerin. İşte bu bağlamda harflerin kendilerine özgü birer rengi olduğunu görmek ve kokularını duymak da kaçınılmaz olacaktır. O kokuların da kendilerine özgü renkleri olacaktır ki şiirin gittikçe genişleyen kâinatın izdüşümü, dahi düş-düşümü olduğunun simyacısı ise şüphesiz harf ilmidir.

Bir düşüncenin, düşünce düşlerin ünlü ifadesidir, yıldızlar arasında iletiminin ışık hızından da hızlı olduğunu söyleyenlerin önde gelenlerinden birinin Tesla olması şiirin sonsuzluğu değilse nedir?

II

Hiçlik üzerine: Olduğunu reddetmek, öleceğini de yadsımayı içeren bir duruştur.

Tuz almaya giderken hiç almak biricik gerçeğiydi masalın.

III

Titreşimden ibaretti şeyler. “Düşük yoğunluklu titreşimleriz” der Tesla. Uzunlu kısa ses okuması insan kulağının duyabildiği titreşimlerdir. Ya duyamadıklarımız?

Duyduğumuz/duyabildiğimiz kadarız işte, diye düşünürken geçen altyazıda onca şey titreşip duruyordu hâlâ. Örümcek ağına yakalanan sinek örneği.

IV

“Müziğin sesini duyamayanlar dans edenleri deli sanıyor.” Nietzsche

V

Bir tümceyi yaktığınızda kül olup uçuşan rüzgârda o değildir ki. Gök kubbeden bakar yanık izlerine yazının. O yanık izleri ki öpüşleriyle yağmurun süzülürler yeraltı ırmaklarına.

Titreşimlerin kesintisiz yolculuğu, dönüşüm değilse nedir? Harfler, çağrışım kanatlı kuşlardır şüphesiz.

VI

Yazdığında bir harfi, o titreşim imi, suya ve göğe değer ruhları şeylerin; bir anda birkaç mevsim örtüşüp birbirinin içinden geçer. Aynı anda bir yerde ve hiçbir yerdedir artık o ve onlar. Paralel hayatların buluşması.

VII

Kıyıda çakıllara bakan çocuk yassı, oval taşların daha bir uzun kaydığını fark eder denizde. Uygulamalı hayat bilgisi, şiir çalıştığını bilmeden hiç.

VIII

DNA sarmalında zamanın, kaç harf yazılıdır ki bir basamakta?

IX

Hem harf hem de sayı olduğu’çün ihtimal uçsuz bucaksızdır Pİ.

X

T cetvel yokken de vardı çizgiler, uzunlu kısa. Ve hep ve hiç işte.

XI

İlk kez harf olduğunda, dedi

Bulanık suydu zaman

O da bir titreşimdi şüphesiz

Diğer şeyler gibi

Dibi görünmez gök-kuyuydu

Uçarken düştüğümüz

XII

Merak, titreşim burgusuydu doğanın. “Merak kediyi öldürür” der bir İngiliz atasözü. Aklın da doğaya ait olduğunu hatırlamalıyız.

Bir yerde okumuştum, insanın ana kumanda merkezi beynin dışında diğer organların da bir aklı olduğunu.

XIII

Çocuk dağın öte yüzünü merak ediyordu. Rüyalarında gördüğü öte yüzünü dağın.

Bir gün öte yüzünü gördüm dağın, dedi, tıpkısıydı rüyanın.

Rüya içinde rüyaydı gördüklerimiz, göremediklerimiz elbet.