Çorum’un tanınmış hekimlerinden Sayın Dr. Rifat Patır’ın geçtiğimiz günlerde bu sütunlarda bir makalesini okudum.

Doğrusu konunun içeriği çok ilgimi çekti. Biz sayın doktoru mesleğinin ehli bir kişilik olarak bilirdik, meğerse güzel sanatlara tutkunluğunu doksanlı yaşlarda olmasına rağmen, kendisini genç ve dinç hissedecek düzeyde bağımlılığını bu makaleden öğreniyoruz.

Sayın doktor mevcut stadyum yerinin yeşil alanı bol, bir konservatuvar binası yapılmasını öneriyor. 85 yıl önce şimdiki Belediye binasının üst katının meslek eğitimi, alt katının da musiki için ayrıldığını belirtiyor ve şöyle yazıyor: “Alt pencerelerinden birinden mandolin sesleri gelirdi, diğerlerinden bando sesleri, ut sesleri…Ben bu sesleri duymak için okul paydos olunca Halkevine koşardım. O zaman etraf daha güzel gelirdi bana. Sanki havada güzel sesler dans ederdi. Her şey çok güzeldi.”

Elbette bu yadsıyamayacağımız güzel ve anlamlı bir duygu.

Müzik dünyadaki tüm toplumların kabul ettiği, bütün kültürlerin önemli bir parçası olmuştur. İnsan duygu ve bedeninde önemli etkilere sebep olmaktadır. Yolda, okulda evde müziksiz edemiyoruz. Müziğe tutku ve sevgi, bir anlamda içsel dünyanla barışık olma sanatıdır. Müziğin depresyona, uyku bozukluklarına, strese, hatta diyet ve egzersize yardımcı olduğu, sinirli halin azalması, dahası hastalar için bir tedavi yöntemi olarak kullanıldığını müzik otoriteleri belirtmektedir. Akademisyen Özlem Şakar; “Müzikal seslerin ve melodilerin fizyolojik ve psikolojik etkilerini çeşitli ruhsal bozukluklara göre ayarlamak suretiyle, düzenli bir yöntem altında yapılan tedavi şekline müzikle tedavi denilmektedir.” demektedir.

Amerika’da ilk müzikle tedaviyi gerçekleştiren Dr. Willer Van de Wall da “Müziğin insan ruhundaki yatıştırıcı etkisi inkâr edilemez” demektedir. ‘Müzik ruhun gıdasıdır’ atasözümüz daha anlamlı oluyor, bu bilimsel açıklamadan sonra.

Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte bizzat Mustafa Kemal’in bu işin batılı ve çağdaş anlamda, ilmini tam olarak icra etmek üzere yurt dışına gönderdiği ilk beşliler aklımıza geliyor. Cemal Reşit Rey, Ulvi Cemal Erkin, H. Ferit Anlar, A.Adnan Saygun, Necil Kazım Akses dönüşlerinde, ülkemizde hatırı sayılır bir gelişme sağlamış, ülkenin müzik iklimini değiştirmişlerdir. Yine Halkevleri ve Eğitim Enstitüleri’nin müzik bilimine katkıları azımsanamaz. Öz kültürümüz olan saz çalma ve bu kültürü yaşatma konusunda en üst düzeye çıkılmıştır. Diğer müzik dallarında da gurur duyacağımız nitelikli müzisyenler yetişmiştir. Fakat azdır, çoğalması lazım. Örneğin; İdil Biret, Suna Kan, Fazıl Say bunlardan bazılarıdır.

bilimine ve diğer güzel sanatlara gerekli ilgiyi gösteriyor muyuz? Buna evet deme olanağım ne yazık ki yok. Olsaydı Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İstanbul Devlet Konservatuvarı öğrencileri, sokakta kalma riskiyle karşı karşıya kalmaz, sanat ruhuyla dolu yavruların, hassas duyguları hırpalanmazdı. Yine bugün pek çok okulumuzda müzik dersleri kaldırılmazdı. Müfredattan çıkarılmazdı. Devlet tiyatroları, opera ve balesine hor bakılmazdı.

Gazi Mustafa Kemal, Cumhuriyet’le birlikte ülkenin yönünü batı uygarlığına çevirmiştir. “Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller hedeflenmiştir. Oysa şimdi beşeri medeniyette yol kat etmiş ülkelerle kültürel ilişkilerimiz zayıftır. Uygar uluslarla yarışmak için, ekonomi, teknoloji kadar, kültür ve güzel sanatlara da gerekli önemi vermek gerekiyor.

Sayın Dr. Rifat Patır’ın duygu ve düşüncelerine katılmamak mümkün değil. Eğer sanat ve kültüre gerekli önem verilirse, beşeri medeniyetin birer üyesi olursak, hayaller gerçek olur. Hitit uygarlıklarının beşiği ve pek çok kültürel birikime sahip olan Çorum, bir konservatuvarı veya diğer güzel sanatları icra edecek bir okulu çoktan hak ediyor. Ayrıca yakışır da. Ben de inanıyorum ki Anadolu’nun göbeğinde, halk müziğinin tınıları ile klasik müziğin melodileri birbirine karışsa Çorum’un üzerinde pek çok karamsarlığın kara bulutları dağılır gider. Şehre renk, ahenk ve coşku gelir.

Sayın doktorun 85 yıl önce yakaladığı coşkuyu günümüz gençliğine çok görmememiz gerektiğini düşünüyorum.