Dünkü yazımızı okuyanlar, yazılanlara hayran kalmışlardır.

Ama, Mimar Sinan gibi bir ustayı böyle yalanlarla anlatmaya gerek var mı?

Bu kez, yine internetten aldığım, virgülüne dahi dokunmadığım satırları sizlerle paylaşmak istiyorum:

*       *      *

1- Restorasyon işini inşaat mühendisi yapmaz. Hele hele ustalar toplantı yapıp da karar vermez. Restorasyon öncesi rölöve ve restitüsyonlar yapılır. Restitüsyon sonrası, eğer restorasyon için bir detay verilecekse bunu inşaat mühendisi değil koruma ve restorasyon yüksek lisans eğitimi almış bir mimar karar verir, gerekirse inşaat mühendisine danışır.

2- Restorasyonda "taş çürümesi" gibi bir durum yoktur. Diş mi bu? Diyelim ki böyle bir durum oldu, çürüyen taşlar "d e ğ i ş t i r i l m e z" arabanın yedek parça değişimi mi bu?

3- Söylendiğine göre 1990'lı yıllarda yapılan restorasyon çalışmaları http://www.vakifinsaat.com.tr/index.html’den girilebilen Vakıflar'a bağlı bir anonim şirket olan Vakıf İnşaat tarafından 1992-1994 yılları arasında yapılmıştır. Yani 400 sene değil 450 senedir. 400'ün 8'de biri kadar bir zaman kayması oldukça manidardır. Mimar Sinan 400 demişti ama…

4- Restorasyon notlarında bir duvarın ve tabii ki bir kemerin kilit taşının söküldüğü gibi bir rapor yoktur. Restitüsyon aşamasında ise sökülmesi gibi bir istek bulunmamıştır.

5- Restorasyon sırasında dış duvarlar ve kapılara müdahil olunmamış, bahçe tanzimi yapılmıştır.

6- 400 sene dayanacak kağıt ve tabii mürekkep meselesi ilginçtir. Mimar Sinan 400 sene yaşamış mıdır? Ya da 400 sene dayanan bir teknolojiyi nasıl test etmiştir?

7- Beni derinden etkileyen satır ise "büyük bir ihtimalle yapı teknikleri de değişeceğinden bu kemeri nasıl yeniden inşa edeceğinizi bilemeyeceksiniz"… Haydaaa… "Yapı tekniği" tamlaması. Bak sen?

8- Kemeri neden bilmeyelim ki? Mostar Köprüsü'nün taş kilit sistemi ve paslanmaması için dökülen kurşun detayı çok hoştur. Hayran olunasıdır, ama gelin görün ki üretilemez değildir. Kemer sisteminde de büyük bir zorluk yoktur.

9- Mimar Sinan’ın eseri sök, taş değiştir, sonra yeniden tak yapılacak bir eser değildir. Eğer kemerin durumu çok kötü ise, sadece bir bölümü yenilenir. Yıkılmışsa öyle bırakılır. Örneğin Yedikule Surları, tamamen yenilenemez miydi? Amaç suru oraya yeniden yapmak değil,korumak.

10- Böyle bir belge olsaydı, sakal-ı şerif ya da hırka-i şerifin bile fotoğrafları var da, bunun neden yok? denmez mi?

11- Gelelim son saçmalığa. Efendim "Şehzadebaşı Camisi" yok. Söylenmek istenen "Şehzade Mehmet Camisi"… Şehzadebaşı ise semtin adı. Yok benim bilmediğim Mimar Sinan eseri Şehzadebaşı Camisi varsa, bilemem tabii.

Bir hurafe daha okudunuz. He deyin geçin.