Eğitim politikası alanında izleme, araştırma çalışmalarını 2003 yılından bu yana sürdüren “ERG” (Eğitim Reformu Girişimi) yeni yasama dönemi başında milletvekillerine ve M.E.B.’na inceleme sonuçlarını dosya halinde gönderdi. Eğitim sistemi ile ilgili çarpıcı sonuçların yer aldığı bu raporda ilk sırayı öğrenememe yer almaktadır.

OECD tarafından gerçekleştirilen PISA 2009 test değerlendirme sonuçlarına dayandırılan raporda: Türkiye’den sınava katılan 15 yaş gurubundaki öğrencilerin yüzde 42’sinin basit matematik problemlerini çözemediği, yüzde 25’inin okuduğunu anlamadığı, yüzde 30’unun günlük yaşantısında karşılaşacağı fen ve teknoloji problemlerini çözemediği belirtiliyor. Bunun OECD ülkeleri arasındaki en kötü sonuçlar olduğu belirtiliyor. Ayrıca 15 yaş gurubundaki çocukların yüzde 35’inin okula gitmediği, bu nedenle temel beceri edinememiş bireylerin oranının artarak devam edeceği vurgulanmaktadır. Eğitim sistemi içinde öğrenmenin ne kadar gerçekleştiğinin nesnel verilerle sürekli izlenmesinin, öğretmenlerle müfredatları güçlendirerek “yaşam becerileri kazandırma” odaklı bir eğitim sistemi kurgulanması talep edilmiştir. Türkiye’de uygulanan eğitimin fırsat eşitliği sağlamadığı gibi yeni eşitsizlikler ürettiğine dikkat çekiliyor. Türkiye sosyoekonomik alt yapının (ailenin eğitimi, geliri, meslek durumu gibi) öğrenci başarısını en çok etkilediği OECD’nin 3 ülkesinden biri denilmektedir. Sosyoekonomik bakımdan en üst yüzde 20’lik dilimde bulunanların yüksek öğrenime erişim oranı yüzde 28.04 iken, en alt yüzde yirmilik dilimde yüzde 0.43’e düşmektedir. Yine üst dilimdekilerin en iyi durumdaki okullara erişimi yüzde 63.6 iken, bu oran alt dilimdekilerde yüzde 7.4’te kalmaktadır. Çözüm olarak eğitimin kalitesini her okul ve birey için güçlendirecek, dezavantajları özel desteklerle giderecek eşitlikçi bir eğitim sistemi talep edilmektedir.

ERG’nin sunduğu raporda; ortaöğretimde okulu bitirmeden terk edenlerin durumu dile getiriliyor. Türkiye’de 2008-2009 öğretim yılında 360 bin; 2009-2010 yılında 295 bin ortaöğretim öğrencisinin okulu bıraktığı belirtiliyor. Okulu bırakanların oranı kızlarda yüzde 7.3 iken erkeklerde yüzde 14.8’dir. Okulu terk etme en az Anadolu Liselerinde görülürken, meslek liselerinde kızlarda yüzde 11.8, erkeklerde yüzde 22.6’ya ulaşıyor. Çözüm olarak; ortaöğretimi gençlerin gereksinimlerini karşılayacak biçimde değerlendirilerek esnek eşitlikçi ve kaliteli bir ortaöğretimin hayata geçirilmesi talep ediliyor.

Raporda öğretmenlerin eğitim sistemi içinde temel becerileri edinmeyi ve öğrenmeyi sağlayan en önemli unsur olduğunun altı çizilerek belirtiliyor. Türkiye’de öğretmenlerin gerektiği biçimde eğitilmediği ve desteklenmediği açıklanıyor. Öğretmen yetiştirme politikalarının, öğretmen adaylarının üniversiteye girişinden meslekiçi gelişime kadar tüm süreçleri kapsayıcı ve ihtiyaçlara cevap verir nitelikten uzak olduğu belirtilerek, öğretmenlerin doğru hizmetöncesi eğitimle, hizmetiçi gelişim fırsatlarına kavuşturulması gerektiği belirtiliyor.

Türkiye’de eğitim için ayrılan kamu kaynaklarının son yıllarda artırılmış olmasına rağmen hala yeterli olmadığına değiniliyor. Kamu eğitim harcamaları gelişmiş ülkelerde GSYH’ya oranı yüzde 6 iken, Türkiye’de bu oran 2013’te yüzde 3.8 olarak öngörülmüştür. Bu oranın gelişmiş ülkeler düzeyine çıkartılması, harcamaların verimlilik ve etkinlik düzeyinin artırılması talep edilmektedir.

M.E.B.’ğına ve milletvekillerine dosya halinde ERG tarafından gönderilen araştırma sonuçları dilerim değerlendirmeye alınır. En son çıkartılan kesintili eğitim sistemi yasalaşırken eğitimin paydaşlarının görüşü alınmamış, onlardan katkı istenmemiştir.Öğrenme odaklı, öğrencilerin, öğretmenlerin, yöneticilerin motivasyonunun sağlandığı, altyapı eksikliklerinin giderildiği, fırsat eşitliğinin yaratıldığı eğitim ortamına Türkiye’nin şiddetle ihtiyacı var.

27 Nisan 2012

Kaynakça:

- OECD – PISA verileri

ERG Raporu